Sevgiye Susamış Kalpler 89. Bölüm


 

Merhaba arkadaşlar. Oldukça uzun bir bölümle geldim. Umarım bölümü seversiniz. Hatalar varsa affola. Hataları kırıcı olmadan yorumlarda yazarsanız düzenleme yaparken dikkate alabilirim. Teşekkür ederim, keyifli okumalar....


***


Konağın avlusu ışıl ışıl parlıyordu. Sünnet yatağının etrafına takılan küçük lambalar daha parlak tutulurken üzerine dün sünnet olan iki çocuk yatırılmıştı. Cihan elinde asasıyla etrafına sert bakışlar atarken Çisem oğlunun bu bakışlarına gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Cihan resmen babasını taklit ediyordu.

“Geçmiş olsun hanım ağam, küçük ağamız iyi görünüyor.” Davetlilerden biri çocuğun yastığına tam altınını takarken Çisem hafif gülümseyerek başını sallamıştı.

“Teşekkür ederiz. İyi şükür.” Sırayla hediyesini takan iyi dileklerini sunarak yanlarından ayrılırken ortada halay çeken gençler geceyi neşelendiriyordu. Ailenin kızları, gelinleri ortalıkta misafirleri ağırlamak için dolanıp duruyordu. Gül hepsinden farklı olarak etrafına daha dikkatli bakıyordu. Yengesinin sözleri kulaklarında çınlarken merak içini yiyip bitiriyordu. Konağın üst terasından aşağıya bakarken oluşan hareketlilik genç kızın dikkatini çekmişti.

Ağabeyi Erkan, taze karısının elini tutmuş alana giriş yapmıştı. Gül Asena’nın elini çekem çabasını görünce gülmüştü. Başını iki yana sallarken gözleri kalabalıktan biriyle çakışmıştı. Adamın gözleri kısılı bir şekilde kendisine baktığını görünce yutkunmadan edememişti. Gül hızla bakışlarını kaçırırken arkasını dönerek avluya inmek için yürümeye başladı. Adımları oldukça yavaş ve yürüyüşü bir o kadar alımlıydı. Üzerindeki bordu elbise kendi eseriydi. Bedenine tam oturan elbise genç kıza oldukça yakışmıştı. Beline kadar inen siyah saçları salık, başının üzerine örgü taç ile geriye yaslanmıştı. Merdivenleri ağır bir şekilde inerek diğer kardeşlerinin yanına doğru ilerlerken ürpermişti. İzlendiğini hissedebiliyordu.

Asena odasından çıktığında koridorda kendisini bekleyen Erkan’ı görünce şaşırmıştı.

“Bir sorun mu var? Neden buradasın?” genç kız sorarken Erkan gayet rahat bir şekilde “Seni bekliyordum,” dediğinde genç kız duraksamıştı.

“Beni mi neden?”

“Aşağıya birlikte ineceğiz?”

“Neden?” Erkan kızın sorusuna göz devirerek “Sence neden?” diye karşılık vermişti.

“Ben ne bileyim neden? Kelime oyunu oynayacak zamanım yok Erkan, derdin ne?” genç adam kızı baştan aşağıya süzerken yutkunmadan edememişti. Karısı olacak kız çok güzel olmuştu ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti.

“Sen neden böyle giyindin?” Asena üzerine bakarken anlamaya çalışmıştı.

“Ne var ki üzerimde? Gayet güzel,” Erkan ağzının içinden homurdanırken başını iki yana sallayarak uzanıp kızın elini tutmuştu. Asena şaşkınlıkla ona bakarken Erkan gayet ciddi bir şekilde “Bu akşam yanımdan ayrılmayacaksın? Elimi de bırakmak yok!” dedi.

“Saçmalama Erkan ne demek elimi bırakmak yok. Kızlara yardım edeceğim, çocuklarla ilgilenmem gerek.”

“Bırak diğerleri ilgilensin, sen yanımda duracaksın.” Genç adam karısını çekiştirirken Asena farkında olmadan ona ayak uyduruyordu.

“Herkes bize bakacak, ağam size yakışır mı bu haller?”

“Başlatma ağandan, susta yürü.” Elini çekmeye çalışan genç kız Erkan’ın sert bakışlarını görünce durmak zorunda kalmıştı.

“Bana şöyle bakma, korkmuyorum.”

“Korksan iyi edersin, bu akçam biri sana yan baksın…” Erkan sözlerini tamamlamazken Asena yutkunmuştu. Kocası olacak adam oldukça ciddi görünüyordu. Koridordan çıkıp kalabalığa karıştıklarında kendilerine dönen bakışları görebiliyordu. Neşeyle halay çekenleri izleyen kalabalık alana giren yeni çifte dönmüştü. Hatta oynayanlardan birkaçı halayı bırakmış şaşkınlıkla kendisine selam veren adamlara karşılık selam alan Erkan ağanın elini tuttuğu kadına bakıyordu. Kulaklara dolan “Erkan ağa evlendi mi?” fısıltıları Asena’nın kulağına kadar ulaşmıştı. Genç kız elini kurtarmayacağını anladığında tüm vakurluğuyla başını dikleştirip kocasının yanında gururla yürümeye başlamıştı.

“Ağam hayırlı olsun, hanım kızımız kim?” yaşlılardan biri sorarken Asena adamın bakışlarından hoşlanmayarak kocasına biraz daha yaklaşmıştı. Erkan adamın görüş açısına girerek karısını arkasına çekmişti. Erkan’ın bu davranışı uzaktan onları izleyen aile üyelerinin dikkatinden kaçmamıştı.

“Kendisi benim karım, yakında düğünümüze davetiyenizi alacaksınız!”

“Evlendiğini bilmiyorduk, ne zaman oldu bu?”

“Ne zaman olduysa oldu ağa,” Erkan adamın ısrar edeceğini anladığında kalabalığa dönerek elini kaldırmıştı. Müzik anında susarken genç adam karısını yanına çekerek etrafa kısa bir göz atmıştı.

“Öncelikle hepiniz düğünümüze hoş geldiniz. Size bir haberim var. Ben Erkan Günay, evlendim! Yanımda bulunan, elini tuttuğum bu kadın benim, Erkan Günay’ın karısı Asena Günay’dır. Ona yapılan saygısızlık bana yapılmıştır. Bunu bilip öyle davranırsınız!” Asena adamın ciddiyeti karşısında yutkunurken genç kızın gözleri az ilerde kendisine gülümseyerek bakan Akın’a kaymıştı. Küçük oğlan koşarak genç kıza sarılırken Asena doğal bir tavırla elini çocuğun saçlarına geçirip okşamaya başlamıştı.

“Hayırlı olsun ağam, Allah utandırmasın. Tebrik ederim…” birçok kişi aynı sözleri söylerken az önce az önceki yaşlı adam pek mutlu olmuş gibi görünmüyordu. Erhan kalabalığın arasından sıyrılarak kardeşinin yanına gelirken Asena’ya dönerek “Aileye yeniden hoş geldin kardeşim,” dediğinde Asena uzanarak genç adamın elini öpüp “Teşekkür ederim abi,” diye karşılık vermişti. Erhan hala gözünde şüphe olan birkaç yaşlı adama dönerek gülümsemişti.

“Ağalar, yüzünüzün asılma nedenini biliyorum ama kardeşimin seçimine saygı duymalısınız. Zorla güzellik olmaz. Asena benim kardeşim sayılır. Herkes duydun herkes bilsin. Duymayanlara da duyurun. Kardeşim Erkan evlendi, yakında düğünü olacak. Düğün olana kadar kendisi diğer konakta kalacak.” Erhan bu şekilde çıkabilecek dedikodunun önünü keserken yeniden müzik başlamış, halay çemberi büyümüştü. Alanda neşeli sesler yükselirken gecenin sonuna doğru misafirler oldukça seyrelmişti.

“Erhan ağa bir maruzatım vardı?” Erhan ardından seslenen karısına gülerek dönmüştü.

“Söyle Hanım ağam!”

“Sünnetten sonra ailemin yanına gidecektik, ne zaman gideceğiz?”

“Bir iki güne gideriz, bir yaramazlık yok değil mi?” Erhan endişeyle karısına yaklaşmıştı. Çisem başını iki yana sallayarak “Yok ama içim rahat değil. Biliyorsun Ayşem’i yalnız bırakmamak için gelemediler. Merak ettim bende yanında olmak istiyorum. Moral olur yeğenime.”

“Tamam güzelim gideriz.” Çisem etraftaki misafirleri hatırlatmak için boğazını temizlerken Erhan kendilerini izleyenlere dönerek hafif gülümsemişti. Yatağında uyuya kalan sünnet çocuklarını göstererek “Çocuklar yoruldu, düğünümüz burada bitti.” Geldiğiniz için teşekkür ederiz.” Konak boşaldığında aile üyeleri yorgunlukla bir yere oturmuştu.

“Çok yoruldum, bitmek bilmedi bu tantana.” Gül ayaklarını uzatırken annesini görünce hemen toparlanmıştı. Sevim hanım sevgiyle çocuklarına bakarken haklı gururu hissediyordu. Ailesi oldukça kalabalıktı. Çocukları ve eşleri oldukça kalabalıklardı. Gözleri Gül’e takıldığında derin bir iç çekmişti. Bütün çocukları evliydi, küçük kızı hariç.

“Hikmet Bey, bütün çocuklar buradayken şu konuyu konuşalım,” yaşlı adam karısına bakarken Sevim Hanım gülmüştü.

“Herkes yorgun hanım sabah konuşuruz.”

“Olmaz, sıcağı sıcağına konuşalım işte.” Erhan anne babasına bakarken hafif gülümsemişti. İkili bir süredir sürekli inatlaşıyordu. İki yaşlı keçi gibi sevimli görünüyorlardı. Karısına döndüğünde ilerde onlar gibi olabilmeyi ummuştu.

“Ne konuşacağız anne, hazır herkes varken konuşalım.” Herkes kendi eşlerinin yanına oturmuştu. Sandalyede oturan Gül’e bakışlar döndüğünde Çisem gözlerini kaçırarak gülümsemesini saklamaya çalışmıştı.

“Gül’e görücü var, abileri olarak sizin de fikrinizi öğrenmek isteriz.” Gül şaşkınlıkla annesine bakarken Asaf araya girerek “Buna talip mi var?” diye şakalaşmıştı.

“Ne varmış ben de ne demek buna?” Gül ayaklanırken Suat ve Gürsel gülmüştü. Hikmet bey oğluna ters bir şekilde bakarken “Ne varmış kızımda, onunla evlenecek kişi çok şanslı olacak.” Gül babasını onaylarken neyi onayladığını fark edince hızla ona dönmüştü.

“Ne görücüsü?” Gül babasına çıkışırken kız kardeşleri de şaşkınlıkla ona bakmıştı.

“Gül evleniyor mu?” Ablası Azra ve Naz aynı anda konuşurken genç kız itiraz etmişti.

“Hayır tabiki ne evlenmesi.”

“Bu kez annene bende katılıyorum. Taliplerin oldukça iyi delikanlılar. Biriyle anlaşırsan senin için iyi olur.”

“Kim bu talipler?” Erhan sorarken merakla anne babasına bakmıştı. Hikmet bey cebinden çıkardığı birkaç fotoğrafı Erhan’a uzatırken bütün kardeşleri başından aşağıya dikilmişti. Gül ise cesaret edip onlara yaklaşamamıştı.

“Bu fena değilmiş,” Suat resimlerden birini alıp kaldırarak babasına gösterdiğinde Hikmet Bey gülmüştü.

“Evet fena değil ama evlenmek istemiyor diye duydum. Babası zorluyor onu!” Erhan imayla karısına bakarak “Sana da tanıdık gelmedi mi?” diye sorduğunda Asena merakla Suat’ın elindeki fotoğrafa bakmıştı.

“Hadi canım!” Asena’nın abartılı çıkışıyla Gül yerinde sıçramıştı. Asena şaşkınlıkla kocasına bakarken Erhan omzunu silkerek “Onu en iyi sen tanıyor gibisi!” dediğinde Asena gülmüştü.

“Kardeşin onunla evlenirse çok iyi olurdu ama evlenmeyi düşünmüyordu. Nasıl oldu da burada resmi var?”

“Siz neden bahsediyorsunuz? Damat adayını tanıyor musun?” Çisil merakla sorarken Hikmet Bey ve Sevim Hanım dikkatle çocuklarını izliyordu.

“Okuldan arkadaşım, Efsun sende tanırsın!” elindeki resmi genç kadına gösterirken ikili gülmüştü.

“Bence çocuğun başını yakmayalım. Hem baksana evlenmek istemiyor. Demek ki ailesi zorluyor.” Çisem araya girerken Gül sessizce onları izliyordu. Bakışları Asena’nın Efsun’a göstermek için uzattığı fotoğrafta takılı kalmıştı. Gözlerini fotoğraftan ayıramazken ağabeylerinin bakışlarından habersizdi.

“Neyse bu konuyu sabah konuşalım, herkes yorgun odanıza çekilin.” Hikmet bey yerinden kalkıp odasına doğru ilerlerken karısı da hemen peşinden gitmişti. Sessiz kalan Evin yerinden kalkarak kocası Gürsel’in yanına yaklaşmıştı.

“Demedi deme, Gül’ün bakışları bakış değil. Bence hoşlandı bu adamdan!” Evin’in sözleriyle Gürsel’in bakışları kız kardeşine dönmüştü. Gül hala fotoğrafa bakıyordu.

“Al dikkatli bak, görüp bulabileceğin en iyi damat adayı olabilir senin için. Demedi deme…” Asena şakalaşarak Gül’e fotoğrafı uzatırken Gül umursamaz bir şekilde “Burnu yamuk” dediğinde Çisem ve Çisil dayanamayarak kahkaha atmıştı. Efsun ve Asena şaşkınlıkla birbirine bakarken erkekler gülen karılarına odaklandığı için Gül’ün ne dediğini algılayamamıştı.

“Pes Gül, hangi gözünle adamın burnunu yamuk gördün?” Asena çıkışırken Efsun’a dönerek “Yok ben arkadaşımı yedirmem buna, baksana çocuğa kusur arıyor.” Efsun Asena’yı onaylarcasına “Haklısın, adam başarılı iş adamı, ne yapsın bu kara kuru ele gelmeyen görümceyi…” dediğinde genç kız ters bir şekilde iki yengesine bakmıştı.

“Ben yatıyorum siz arkamdan dedikodumu yapabilirsiniz.” Gül elinde fotoğrafla oradan ayrılırken Erhan kardeşinin arkasından “Diğer adaylara bakmayacak mısın?” diye şakalaşarak seslenmişti. Gül abisini duymazdan gelirken Erkan başını iki yana sallayarak Asena’ya dönmüştü.

“Evet Asena seni dinliyoruz. Nereden tanıyorsun bu adamı?” Asena Erhan’a dönerek gülümsemişti.

“Okuldan arkadaşım. Ayrıca şu an ki patronum Arif Merdan Avcı!” dediğinde diğer kardeşler şaşkınlıkla ona bakmıştı.

“Avcı mı? Avcı’ların bekar oğlu kalmış mıydı ya? Toplantılarda hiç görmedik onu.” Kardeşler birbirine bakarken Asena onaylarcasına başını sallamıştı.

“O aşiret işlerine karışmıyor. Bu yüzden toplantılara da katılmıyor bildiğim kadarıyla. Kendi işinde oldukça başarılı biri. Arkadaşım diye demiyorum ama iyi bir adam. Gül’le anlaşırsa çok güzel olurdu.”

“Asena haklı, Merdan Avcı düzgün biri. Kardeşiniz onunla evlenirse çok şanslı olurdu.”

“Niye benim kardeşim şanlıymış, asıl o şanslı olurdu…” iki kız birbirine bakarak gülerken Naz’ın çıkışına “Emin misin?” diye sormuştu. Naz bir süre duraksadıktan sonra nazlı ve huysuz olan kız kardeşini düşününce o da gülmüştü.

“Bizim kız onun başının etini yer. Fotoğrafta ağır birine benziyor.”

“Öyle. Oldukça ciddi biri olsa da sonuna kadar güvenilir biridir. Sevdiklerini korumak için her şeyi yapar.”

“Bunu sonra konuşuruz hadi herkes odasına.” Erhan son noktayı koyarak kardeşleri dağıtırken Çisem kardeşinin koluna girerek merdivenlere yönelmişti.

“Ankara’ya birlikte gideriz olur mu?” Çisil’in sorusuyla Çisem onu onaylamıştı.

“Cihan’ın yarası biraz iyi olsun gideriz. Birkaç güne geçer zaten ağrısı.” Çisil kocasının araya girmesiyle ablasından ayrılırken Erhan karısının omzuna kolunu atarak şakağını öpmüştü.

“Yorulmadın mı hanım ağam?”

“Yorgunum ama tatlı yorgunluklar. Uzanınca hepsi geçer.” İkili kendi dairelerine girdiğinde Çisem önce çocukları kontrol etmişti. Cihanın üzerine hafif bir örtü örterken Cihangir’in başını okşayarak kızlarının odasına geçmişti. Narin kız kardeşini yanına almış uyuyordu. Anlaşılan küçük kızı yine uykusunda korkmuştu. İki kızının üzerini örterek büyük kızının alnını öpüp derince kokusunu içine çekmişti. En büyük korkusu Narin’in kendisini sevilmiyor hissine kapılma düşüncesiydi. Bu yüzden Çisem küçük kıza daha bir ilgi gösteriyordu. Öksüzün kalbini kırmaktan ölesiye korkuyordu.

“Hadi hayatım, çıkalım biz.” Erhan kapıdan karısını izlerken bir kez daha onunla yolu kesiştiği için şükretmişti. Çisem kocasının yanına giderek odanın kapısını kapatmıştı.

“Okul tatilini mi bekleseydik acaba? Narin ve Cihangir geride kalacak.”

“Merak etme konaktakiler onlarla ilgilenecek. Birkaç gün gideceğiz zaten.”

“Öyle de ilk kez onlardan ayrı kalacağız.”

“Alışmaları lazım Çisem, her zaman yanlarında olamayız.” İkili odalarına giderek üzerlerini değişip yataklarına geçmişti. Kısa sürede derin bir uykuya daldıklarında dünya dertleri bir süre unutulmuştu.

***

Sabah ilk ışıkla gözlerini aralayan genç kadın yerinde doğrularak esnemeye başlamıştı. Bugün ilk iş günüydü. Dün gecenin yorgunluğuna nazaran oldukça dinlenmiş hissediyordu. Üzerini değiştirerek odasından çıktığında her zamanki gibi Sevim Hanım mutfakta dolanıyordu.

“Günaydın anne, yine iş başındasın.”

“Ne yapayım kızım yaş ilerleyince uyku da azalıyor. İşe mi gideceksin?” Sevim hanım genç kızın yanağını okşarken Asena uzanarak elini öpmüştü.

“Allah razı olsun anne, sırf sen annem ol diye o huysuz oğlunu aldım!” diye şakalaşan Asena kadını güldürürken kapıdan gelen boğaz temizleme sesiyle yutkunmuştu.

“Demek annem için benimle evlendin?” Erkan’ın sorusuyla Asena geri dönerek masanın üzerindeki poğaçalardan birini alıp ısırmadan önce “Ne sandın?” diyerek kocasının yanından geçip dışarıya çıkmıştı.

“Kızım kahvaltı etseydin, aç acına nereye?”

“Geç kalıyorum anne, iş yerinde atıştırırım bir şeyler.” Arabasına giderken Erkan da onu takip ediyordu.

“Sen nereye?”

“Seni işe bırakacağım!” Asena genç adama bakarak “Sebep?” diye sorduğunda Erkan gözlerini kısarak “Karım olman en büyük sebep?” dediğinde Asena kocası gibi gözlerini kısarak “Her gün işe sen mi götüreceksin?” dedi.

“Neden olmasın?”

“Kuyruk aramıyorum, özel alanlara saygı duyalım.” Erkan arabanın kapısını açarak direksiyona geçerken karısına yan koltuğu göstererek “Senin özel alanın benim olduğum yerdir hatun başka özel alanın olamaz.” Asena şaşkınlıkla genç adama bakarken onları kapıdan izleyen Sevim Hanım gülümseyerek “Hadi kızım birkaç gün birlikte gidip gelin, bu şekilde herkes evli olduğunuzu duyar,” dedi. Sevim hanım istediği için sesini çıkarmayan genç kız arabaya bindiğinde yola koyulmuşlardı. Hastaneye gidene kadar sessiz kalan ikili hastane parkında birbirine dönerek bakmıştı.

“Şu arkadaşın ne kadar güvenilir?”

“Neden soruyorsun?” Asena onun neden sorduğunu elbette anlamıştı ancak kocasının ağzından duymak istiyordu.

“Biliyorsun, Gül ile olan mesele… Kardeşimi korumam gerek.” Asena anlayışla başını sallamıştı.

“Henüz ortada bir şey yok. Hem olsaydı emin ol Merdan tanıyabileceğin en düzgün adam.”

“Sen onunla konuşsan, bu konu hakkında düşüncesini sorsan!” Asena şaşkınlıkla kocasına bakmıştı.

“Onunla konuşmamı mı istiyorsun? Emin misin? Karını bir adamla konuşması için gönderdiğinin farkında mısın?” Asena’nın söyleyiş tarzı genç adamın hoşuna gitmemişti. “Sen demedin mi düzgün bir adam diye? Mesleğini yapmak istiyorsun Asena, sana saygı duyuyorum. Birçok karşı cinsle karşılaşacaksın farkındayım. Bu demek değildir ki sınırları aşacaksın. Sana güvendiğim için onunla konuşmanı istedim. Seni kötü bir şeye zorluyormuşum gibi davranma.” Genç adam oldukça kızgın görünüyordu. Sözleri karısı tarafından yanlış anlaşılmıştı. Bu durum canını sıkarken “İnebilirsin,” diye soğukça konuşmuştu. Asena adamın sesindeki soğukluğu anlasa da üzerine gitmedi. Arabadan inerken Erkan hızla oradan uzaklaşmıştı. Ardından üzgün bir şekilde bakan genç kız yanına gelen adamla ona dönmüştü.

“Hayırdır Asena, enişteyle kavga mı ettin?” Merdan arabasını park ettiğinde Asena ve Erkan’ın arabanın içinde oldukça gergin olduğunu görmüştü. Kıza bir bekleyişten sonra Asena’nın arabadan inmesi ve ardından arabanın sert bir kalkışla uzaklaşması genç adamın dikkatini çekmişti.

“Ne kavga edeyim be onunla. Hepsi sizin suçunuz!” Asena kendi kendine söylenirken Merdan ne olduğunu anlamadığı için şaşkındı.

“Bana niye kızıyorsun? Basit bir soru sordum. Sabah sabah karı koca kavgası çekemem.” Genç adam hastaneye girerken Asena’da onun peşinden gitmişti.

“Bekle biraz sana soracaklarım var!” Merdan asansöre binerken genç kızın da binmesiyle çıkacağı kat sayısına basmıştı.

“Ne oldu, sabah sabah ilk günden sorun mu var?” diye soran adama Asena imalı bir şekilde bakarak gülmüştü.

“Bilmem onu sen söyleyeceksin. Evleniyormuşsun?” Asena’nın sorusuyla genç adam kıza dönerek gülmüştü.

“Öyle mi benim niye haberim yok?”

“Nasıl yok, herkes Merdan Avcı’nın görücü gönderdiğini konuşuyor!” dediğinde Asena abarttığını biliyordu ancak arkadaşının tepkisini merak ediyordu.

“Yok öyle bir şey, kim söylediyse yalan söyledi.”

“Evdekiler bir şey demiyor mu bu duruma?”

“Annemi az çok biliyorsun Asena, yaşlı kadın abilerimden sonra kafayı bana taktı ama benim evlenmek gibi niyetim yok.”

“Ha gelin adamı yok diyorsun!” Asena üzerine basa basa sorarken Merdan göz devirerek “Senin derdin ne?” diye çıkışmıştı. Asena asansör sesiyle duraksamıştı. Birlikte Merdan’ın odasına doğru ilerlerken onları genç adamın sekreteri karşılamıştı.

“Merdan Bey, anneniz içeride!” Merdan şaşkınca sekreterine bakarken annesinin neden hastanede olduğunu merak etmişti.

“Annem mi? Neden daha önce haber vermediniz?”

“Kendisi istemedi.” Merdan ailesinden ayrı yaşadığı için hafta sonları dışında aile konağına gitmiyordu. Asena arkadaşına bakarak hafif gülümsemişti.

“Kazan mübarek olsun Merdan ağa,” dediğinde Merdan kaşlarını çatmıştı.

“Bana ağa deyip durma Asena, sende gel annem seni görünce sevinir. Biliyorsun seni pek sever,” dediğinde Asena adamın sözlerinin doğru olduğunu biliyordu. Üniversite yıllarında kimsesi olmadığını öğrenen kadın Asena’ya ayrı bir yakınlık göstermişti. Merdan’ı her ziyaretinde genç kıza da köyden erzak getirirdi. Odanın kapısından içeriye girdiklerinde masanın önündeki deri koltukta oturan kadın oldukça güçlü görünüyordu. Kadının dik duruşu ben hanım ağayım diye bağırıyordu.

“Anne, hayırdır?” Merdan hızla annesinin elini öperken kadının gözleri Asena’ya takılmıştı.

“Asena kızım bu sen misin? Maşallah pek güzelleşmişsin.” Kadın oğlunu boş vererek genç kıza sarılmıştı. Asena kadının elini öperken geri çekilerek “Nasılsın Zeynep teyze, uzun zaman oldu görüşmeyeli,” diye sordu.

“Şükür bu günümüze, şu oğlanı evlendirebilirsem benden mutlusu olmaz. Sen ne zaman geldin?”

“Anne, Asena bizimle çalışacak. Bundan sonra hep Urfa’da,” Meran konunun kendisinden dönmesini umarken kadın oğluna ters bir bakış atarak “Kız gelmiş ne diye haber etmiyorsun? Nerede kalıyorsun kızım, kalacak evin var mı?”

“Merak etmeyin Zeynep teyze, kalacak yerim var.”

“Elbet vardı, evlendi kendisi bize haber vermeden.” Merdan homurdanırken bir yandan da dilini tutamadığı için kendisine kızmıştı. Ne güzel evlilik konusundan uzaklaşmıştılar.

“Evlendin mi, kiminle? Biz niye duymadık?”

“Daha düğün olmadı, size davetiye gönderecektim.”

“Kimlerden, sana kötü davranırsa bize haber ver. Asım ağan alır ifadesini!” diyen kadına gülen Merdan gülüşünü saklamaya çalışmıştı.

“Ne gülüyorsun sen?” Asena genç adama çıkışırken Merdan omzunu silkerek “Duymadın mı, babam kocasının ifadesini alacakmış,” dedi.

“Niye olmasın, Asım ağa beni kızı gibi sever.”

“Elbet sever ama Asım ağanın Erhan ağanın kardeşinin ifadesini alabileceğini sanmıyorum,” dediğinde annesi şaşkınlıkla Asena’ya dönmüştü.

“Erhan ağanın kardeşi mi? Sen Erkan ağayla mı evlendin?” kadının şaşkınlığı görülmeye değerdi.

“Erkan olduğunu nereden anladın, adamın bir sürü erkek kardeşi var.”

“Sen sus bakayım, kızım bizim köye kadar geldi Erkan ağanın evlendiği haberi. Herkes şaşkın, birçok kız hasedinden çatlıyor. Ah kızım senin adına çok sevindim. Bizimkini de bir evlendirsek…”

“Anne niye başımı yakmaya çalışıyorsun? Ben böyle iyiyim…”

“Ben senin derdini bilmiyor muyum sanıyorsun? Hala o kazulet kızı düşünüyorsun değil mi? Bak Merdan, o kızdan dana yar olmadı, bundan sonra da olmaz. O kızı karşımıza çıkarırsan analık hakkımı helal etmem sana bilesin!” anasının sert sözleriyle Merdan sinirlenmişti.

“Ana ağzından çıkanı kulağın duysun. Bahsettiğin kız evlendi, benim ne işim olur evli kadınla…”

“Ben anlamam Merdan, geçenlerde duydum, kocasından boşanıyormuş. Sakın ha… Sakın bir daha o kızı yanında görmeyeyim.” Merdan dişlerini sıkarken Asena arkadaşı için üzülmüştü. O da genç adamın gönül yarasını biliyordu. Zamanında sevdiğinin kendisi okurken başkasıyla evlendiğini duymuştu. Başta zorla evlendirildiğini düşünen Merdan kızın ağır sözlerine maruz kalmış, sevdiği için evlendiğini öğrenmişti. İki adamı idare eden kız kendilerinden daha büyük toprak sahibi olan başka bir ağanın oğluyla evlenmişti.

“Beni ilgilendirmez onun boşanması ana, ben bitirdim o kızı…”

“İnşallah öyledir oğlum, inşallah öyle.”

“Öyle, neden inanmıyorsun?”

“İnanmamı istiyorsan sana göstereceğim kızla evlen!” kadının sözleriyle Merdan daha da sinirlenmişti.

“Ne evlenmesi anne, sırf onu unuttuğumu anlamanız için evlenmem mi gerekiyor. Sevmediğim biriyle evlenince ne olacak? Yazık değil mi bana da o kıza da?” Merdan çıkışırken kadın çantasından çıkardığı fotoğrafı adamın yüzüne tutmuştu.

“Bak kız çok güzel, hem de hanım hanımcık. Kendi işinde gücünde, okumuş. Çok yakışırsınız!” Merdan yüzüne çarpan resimle şaşırırken Asena arkadaşının ifadesine gülmeden edememişti. Merdan fotoğrafı geri çekerken farkında olmadan annesinin elinden almıştı.

“Anne ne yapıyorsun? Kim bu kız? Milletin kızının fotoğrafı neden senin elinde?” Merdan fotoğrafa bakmamıştı bile. Bu durum Asena’nın dikkatinden kaçmamıştı. Genç adamın elindekini alıp incelerken gülmemek için kendisini zor tutuyordu.

“Bu fotoğrafta pek güzel çıkmamış, gerçeği daha güzel.”

“Ne diyorsun Asena,” Asena’nın sözlerine kızan genç adam fotoğrafı onun elinden alıp annesine uzatmıştı.

“Al bunu konuyu kapat. Elalemin kızının resmini ulu orta çıkarma ayıptır. Söz olur.” Zeynep hanım sinirlenerek oğluna çıkışmıştı.

“Ben anlamam Merdan, kızı çok beğendim. Ailemize de uygun. Geçenlerde bana çok yardımcı oldu.” Asena tek kaşını kaldırarak yaşlı kadına bakmıştı. Anlaşılan görümcesi bilmeden kadının gönlünü kazanmıştı.

“Kim bu kız?” Merdan dayanamayarak fotoğrafa kısa bir bakış atarken gözleri kısılmıştı. Kızı daha önce gördüğüne emindi ama çıkaramamıştı. Belki bir düğünde, belki de bir aile toplantısında. Şu bir gerçekti kız Merdan’a göre kız güzeldi.

“Gül Günay, kendisi benim görümcem olur!” Merdan şaşkınlıkla Asena’ya dönerken Asena gülerek devam etmişti. “Bende seninle bu konuyu konuşacaktım. Akşam annem görücü meselesini açtı ona. O da pek evlenme taraftarı değil haberin olsun. Annesi ısrar ediyor, malum ailede tek bekar kalan o. Abileri gözünün içine bakıyor, kıymetli anlayacağın.”

“Bundan bana ne? Allah sahibine bağışlasın!” Merdan homurdanırken bir yandan da farkında olmadan genç kızın resmini inceliyordu.

“Bende onuş soruyorum, sahibi sen olmak istiyor musun? Gerçi burnunu yamuk bulmuş ama olsun, hastanen var estetik olursun!” diyerek kahkaha atmıştı.

“Ne saçmalıyorsun sen? Benim burnum yamuk değil,” diye çıkışan adam gözlerini kapatarak sözlerinin saçmalığını sindirmeye çalışıyordu.

“Kız beğenmedi mi Merdan’ımı?” Zeynep hanım üzgün bir şekilde Asena’ya bakarken Asena gülerek kadına karşılık vermişti.

“Şimdi Allah var beğenmediğini söylemedi. Ama beğendiğini de söylemedi…” Asena devam edecekken telefonu çalınca susmak zorunda kalmıştı. Arayanı görünce heyecanla ekranı Merdan’a göstererek ekranda ki ‘Gül arıyor’ yazısını göstermişti.

“İyi insan lafı üzerine!” telefona cevap veren genç kız kısa bir dinlemenin ardından endişeli bir şekilde “Acilin önünde bekliyoruz,” diyerek hızla kapıya yönelmişti.

“Asena, hayırdır bir şey mi oldu?”

“Bilmiyorum,” diyerek hızla acilin önüne inmiş endişeli bir şekilde beklemeye başlamıştı. Bir süre sonra önlerinde duran arabayla öne atılırken arabadan ağlayarak inen Naz’a bakmıştı.

“Ne oldu?” Naz arabanın diğer tarafına geçerek ön koltukta acıdan kıvranan Gül’e yardım ederken Asena da hemen yanına yaklaşıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

“Merdivenden düştü, benim yüzümden!”

“Ağlama artık Naz, senin bir suçun yok.”

“Nasıl yok, ben dengemi kaybetmeseydim sen merdivenden düşmezdin. Beni tutmaya çalıştın,” Gül’ün ters dönmüş bileğine bakan Asena kızın hala sakin olmasına şaşkındı. Kolunun kırıldığı açıkça belli oluyordu. Acıdan bağırıp çağırması gerekirken ağlayan kardeşini teselli etmeye çalışıyordu. Acil kapısına döndüklerinde onlara bakan ikiliyi görünce yutkunan genç kız hızla bakışını kaçırmıştı.

“Hadi müdahale odasına geçelim, ben ortopedi doktorunu çağıracağım.”

“Ah kızım ne oldu sana?” Zeynep hanım oğlunu yana iterek Gül’ün yanına yaklaşırken genç kız şaşkınlıkla ona bakmıştı. Gül koluna giren sancıyla yüzünü buruştururken Asena’ya dönerek onun duyabileceği şekilde “Yenge, sen Naz ile ilgilen. Birkaç gündür dengesiz davranıyor. Farkında değil ama hamile olabilir.” Asena kızın sözleriyle ağlamaktan yüzü beyaza kesen genç kıza bakmıştı.

“Senin daha çok yardıma ihtiyacın var.”

“Ben iyiyim, birazdan zaten doktor ilgilenecek. Hem neden bu hastaneye geldik anlamadım ki? Daha yakında hastane vardı,” Gül kardeşine ters bir şekilde bakarken Zeynep hanımı hatırlayınca bakışlarını yumuşatmıştı. Acil müdahale odasına alındığında sessiz duran Merdan kenardaki görevliye ortopedi doktorunu çağırın. Ayrıca hanım efendini tüm kontrollerini yaptırın. Merdivenlerden düşmüş, kolu dışında başka bir yaralanma varsa dikkat edilsin.” Merdan Gül’e kısa bir bakış atarak acilden çıkarken Zeynep Hanım kızın beline elini koymuş onu yönlendirmeye başlamıştı. Hastane onların olduğu için herkes yaşlı kadını tanıyordu. Onun yanındaki hastaya da büyük ilgi gösteriyordu.

“Yenge annemlere haber verme, boşuna korkmasınlar. Eve gidince iyi olduğumu görürler.”

“Saçmalama Gül, abini aramazsam canıma okur.”

“Beni azda olsa tanımışsın karıcım,” Erkan haberi duyar duymaz hastanede soluğu almıştı. Kardeşinin ters dönen bileğini görünce dişlerini sıkarken ağlayan kardeşini kolunun altına alarak “Korkma, kolu kırıldı sadece, önemli bir şey yok,” dediğinde Gül göz devirerek “Sağ ol abi, çok düşüncelisin,” dedi.

“Önemli değil, çocuk gibisiniz. Çok ağrın var mı?” Gül başını iki yana sallarken Erkan’ın dikkatini kardeşini anaç bir şekilde sarmalayan kadın çekmişti.

“Teyze kim?” Asena kocasının sorusuyla boğazını temizleyerek “Kendisi Zeynep Avcı, hastanenin sahibi!” dediğinde Erkan’a imayla tek kaşını kaldırmıştı. Onun anlamasını umuyordu.

“Merdan Avcı’nın annesi yani!” Gül ağrısından etrafında olanları fark edemiyordu. Doktorun gelmedi, genç kızın röntgene alınması ve birçok tetkik genç kız için oldukça yorucu geçmişti. Önlem amaçlı kızı hastanenin özel odalarından birine aldıklarında düştüğü haberini duyan kardeşleri bir bir hastaneye çıkarma yapmıştı. Özel oda gırgır şamata ile dolarken sessizliği odaya giren genç adam oluşturmuştu.

“Geçmiş olsun, Günay aşiretini hepsi hastanemizi şenlendirmiş.” Merdan oldukça kalabalık odaya girdiğinde gerginliğini belli etmemeye çalışıyordu. Annesini eve gönderirken kadının bin bir tembihle aşiret liderinin kardeşine geçmiş olsun dilemesi gerektiği emirleriyle daha fazla dayanamayarak kabul edip özel odaya gitmişti.

“Teşekkür ederiz, hastanenizde kardeşime iyi bakıldı. Asıl bir teşekkür etmeliyiz!” Erhan araya girerken diğer erkek kardeşleri onu gözlem altına almıştı. Genç adamın kim olduğunu akşamki olaydan dolayı hepsi biliyordu. Adamın odadaki erkeklerle bir bir el sıkışması, kızları ise uzaktan karşılaması hepsinin dikkatini çekmişti. Efsun ile karşı karşıya gelen genç adam gülümseyerek “Uzun zamandır seni görmemiştim Efsun, yıllar sana yaramış. Allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin,” diyerek genç kızın şiş karnına kısa bir bakış atarak bakışlarını çekmişti.

“Öyle oldu, burada olduğunu bilseydim seni de düğünümüze çağırırdık.”

“Teşekkürler. Asena burada olduğunu söyleyince sevindim. İkinizin hala bir arada olması güzel.”

“Elbette, biz kan bağı olmayan kardeşleriz.” Asena genç kıza sarılırken Efsun gülümseyerek ona bakmıştı.

“Ne güzel, sizi fazla rahatsız etmeyeyim. Geçmiş olsun yeniden, yalnız hasta odası bu kadar kalabalık olmamalı,” diyerek oradan ayrılmıştı.

“Vay canına!” Çisil’in sözleriyle bakışlar genç kadına dönmüştü.

“Çisil?” Asaf karısını uyarırken genç kadın omzunu silkerek gülmüştü.

“Ne? Adam çok iyiydi! Kız gül turayı gözünden vurdun diyeceğim ama sana hiç bakmadı bu adam, niye?” Gül yengesinin sözlerini umursamamıştı bile. O da farkındaydı. Merdan denen adam odaya girdiğinden beri ona dönüp hiç bakmamıştı. Geçmiş olsun derken bile göz teması kurmamıştı. Odaya girdiği andan itibaren kendisi adamı göz hapsine alırken onun dönüp bakmaması Gül için şaşırtıcıydı. Evlenmek isteyen biri niye talip olduğu kıza bakmazdı ki? Düşünceleri karışırken Asena araya girmişti.

“Adamın bu görücü olayıyla alakası yok, boşuna heveslenmeyin. Annesi bizim kızı görüp beğenmiş.” Gül genç kızın sözleriyle ona dönmüştü. Bu açıklama durumu anlaşılır kılabiliyordu.

“Evlenmek istemeyen birini ne diye evlenmeye zorluyorlar ki?” Gül kardeşlerine bakarak kendisinden beklenmeyecek bir olgunlukla “Hadi siz gidin, annemler merak etmiştir. Ona iyi olduğumu söyleyin, bu akşam Naz’da kalacağımı da. Hastanede olduğumu öğrenirse çok üzülür. Biliyorsunuz son zamanlarda tansiyonu sürekli çıkıyor.”

“Annemin bilmesi gerek Gül, sonrada öğrenirse çok üzülür.” Çisem’in sözleriyle kız derin bir iç çekmişti.

“O zaman konağa gidince abla sen söyle anneme. Gerekirse beni görüntülü arayın. Madem bu akşam buradayım siz gidin. Hepiniz gözden kaybolunca daha çok endişelenir. Asena yenge sana söylediğimi yaptın mı?” Naz’ı işaret ederken kocasına sokulmuş kıza bakarak başını sallamıştı.

“Merak etme, kan testi yaptırdım. Geç olduğu için sonuçlar yarın çıkacak.”

“Enişte, Naz’a dikkat et bu aralar dengesi pek yerinde değil. Yarın işe de gitmesin.” Sadık Gül’ün sözleriyle endişeli bir şekilde karısına bakmıştı.

“Hasta mı oldun, neden bana söylemedim?” diye sorarken diğer kardeşleri de ona bakmıştı.

“Önemli bir şey yok Sadık, Gül abartıyor. Hatta tahlil bile yaptık, sonuçları alınca içiniz rahat eder. Sadece yeni defile için biraz uykusuz kaldık.” Sadık ikna olmasa da sessiz kalmıştı. Kardeşler hep birlikte oradan ayrılırken genç kızın yanına ablası Azra kalmıştı. Sessiz kalan iki kız kardeş bir süre sonra sıkılarak iç çekmişti.

“Engin abiyi gördüğünde ne hissetmiştin?” Azra kardeşinin sözleriyle ona bakmıştı.

“Anlamadım?”

“Eniştemi ilk gördüğünde, ne hissettiğini sordum?” genç kadın şaşkınlıkla kendisine bakan kız kardeşine bakarken bir süre sonra gözlerini büyüterek “Hadi canım!” diye şaşkınlığını dile getirmişti. Elini ağzına koyarak gülmesini bastıran genç kadın Gül’ün yüzünün asıldığını görünce ciddileşerek “Sen şaka yapmıyorsun!” diye sordu.

“Bilmiyorum abla, içimde garip bir hiç var ve ben ne olduğunu bilmiyorum!” 


***

Yorumlarınızı bekliyorum. Sizce Merdan ve Gül ikilisinden olur mu? 


Yorumlar

  1. Yine çok güzel bir bölümdü.Gül ve Merdan'ı merakla bekliyorum.Ellerinize emeğinize güzel yüreğinize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  2. Harika bir bölüm olmuş yazarcığım emeğine kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  3. y
    gine güzel bir bölüm olmuş gül merdan destan yazar

    YanıtlaSil
  4. Çok çok güzel bir bölümdü gül ve merdanı çok merak ediyorum

    YanıtlaSil
  5. Emeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü yazarcım Gül cüm gönlün kaymış Merdan a 😁

    YanıtlaSil
  6. Olur tabi emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Her zaman ki gibi çok güzeldi emeğine sağlık yazarım

    YanıtlaSil
  8. çok güzel olur🙂harikaydın heyecanla bekliyorum 🌸

    YanıtlaSil
  9. Canım yine çok güzel bir bölüm olmuş severek okudum eline emeğine yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  10. Harikaydı emeğine sağlık 💚🤍Merdan ve Gul'u okumak için sabırsızlanıyorum bol bol okuruz umarım 😍

    YanıtlaSil
  11. Ellerine yüreğine sağlık,Erkan'nın Asena' yı sahiplenmesi çok güzeldi .Sadık ve Naz'a hayırlı olsun diyelim mi.Gül ve Merdan ikilisi çok güzel bir çift olur önce Merdan'ın eski hesapları kapatması gerek bence

    YanıtlaSil
  12. Merdan ve Gül ikilisi çok güzel olur bence

    YanıtlaSil
  13. Mükemmel bir bölümdü.Eline,emeğine sağlık🤍🤍

    YanıtlaSil
  14. Zeynep hanım da en az sevim hanım kadar iyi biri Gül çok şanslı 😄 merdana karşı iyi ittifak kurarlar😁 gül ve merdan çok güzel olacak. Naz ve sadıkın hayatlarına minik bir can geliyor. Anlaşılan aile büyüyor☺️

    YanıtlaSil
  15. Gül , Merdana vuruldu. Güzel çift olacaklar gibi

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkür ederim...