Keyifli okumalar arkadaşlar!
**
Genç adam
hayranlıkla manzarayı seyreden karısına bakarken oldukça dalgındı. Ahmet ve
Efnan yan eve giderek Alya’nın onlar için hazırladığı odaya geçmişlerdi. Ahmet
daha önce kaldığı evi bildiğinden yabancılık çekmiyordu. Karısının valizi yere
bırakarak odaya kısa bir bakış attıktan sona pencereye doğru ilerlemişti.
Merakına yenilen genç kız perdeleri aralayarak dışarıya baktığında evin tepede
olması dolayısıyla müthiş bir şehir manzarası karşılamıştı.
“Mükemmel,”
ağzından çıkan tek kelime bu olmuştu. Aşağısı ışıl ışıldı. Gözleri gördüğü manzara
ile parıldarken genç adam omzunu dolaba yaslayarak karısının hayran olunası yan
profilini izlemeye başlamıştı. Efnan genç adama döndüğünde adamın bakışlarından
utanarak yutkunmuştu.
“Yatalım mı
artık, sabah erken kalkacağız.” Ahmet kızın kızaran yanaklarını ısırmak
istiyordu. Kendi düşüncelerine şaşıran adam başını iki yana sallarken eliyle
odadaki kapıyı göstererek devam etmişti.
“Burası banyo,
duş almak istersen rahatlıkla kullanabilirsin.”
“Sen daha önce
bu evde kalmıştın değil mi?” Ahmet başını sallayarak onu onaylamıştı.
“Her
geldiğimde burada kalırım. Evde misafirler için hazırlanmış odalar var. Her
odada banyosu olduğu için istediğin odada kalabiliyorsun. Alya manzarayı
seveceğini düşündüğü için bu odayı hazırlamış olmalı.” Efnan başını sallayarak
onu onaylamıştı.
“Gerçekten çok
güzel.”
“Sen bir de
onların evindeki manzarayı görmelisin. Arka tarafta balkonları var. Yarın
istersen kahvaltıyı orada yaparız.”
“Rahatsızlık
vermeyelim.” Efnan mahcupça bakışlarını kaçırmıştı. Genç adam ağır adımlarla
karısına yaklaşarak yüzünü avuçlarının arasına almıştı. Gözlerini karısının
gözlerine sabitleyerek konuştu.
“Alya asla
rahatsız olmaz. Cenk ve diğerleri de sakın kendini mahcup hissetme. Böyle
düşündüğünü duyarlarsa üzülürler. Yarın kahvaltı yapar çıkarız. Trabzon turu
yaparız seninle. Gitmek istediğin bir yer varsa gideriz.”
“Ben
bilmiyorum, sen nereye gitmek istersen gideriz. Rehber sensin.” Ahmet gülerek
genç kızın alnına dudaklarını bastırmıştı.
“O zaman
rehbere ayak uyduracaksın. Hadi git üzerini değiştir, sabahtan beri rahatsızca
kıpırdanıyorsun.” Efnan şaşkınlıkla kocasına bakarken onun kendisini
incelediğini anlıyordu. Uzun yolculuktan gelmişlerdi ve kendini kirli
hissediyordu. Valizinden kıyafetlerini alarak banyoya girdiğinde kısa bir duş
alıp aynadaki yansımasına bakmıştı. Banyoda saç kurutmanın bile düşünülmüş
olması genç kızı gülümsetmişti. Saçlarını kurulayarak omzundan aşağıya
salmıştı. Ahmet’in karşısına ilk kez bu şekilde çıkacaktı ve kalbi heyecandan
deli gibi atıyordu. Üzerinde oldukça uzun beyaz bir gece elbisesi vardı. Beyaz
tenine nazaran gece karası saçları banyo yapmasına rağmen oldukça düzdü.
Banyodan çıktığında kocası ile göz göze gelmişti. Ahmet genç kızı gördüğünde
yutkunarak ona bakarken Efnan bakışlarını kaçırarak yatağa doğru ilerledi.
“İstersen
sende banyo yap, uzun süre araba kullandın rahatlarsın.” Ahmet kızın utandığını
görünce sessizce kıyafetlerini alarak banyoya geçmişti. İlk kez bu kadar
heyecanlanıyordu. İçeride olan kız onun karısıydı. Diğer yarısı olacak olan
kadındı. Duşunu alıp odaya geçtiğinde havlu ile saçlarını kuruluyordu. Efnan
sırtını yatak başlığına dayamış olarak genç adamın banyodan çıkmasını beklerken
yorgunlukla gözleri hafif dalmıştı. Kapı sesini duyunca açılan gözleri genç
adamı görünce derin bir iç çekti.
“Makineyle
kurutsaydın ya?”
“Makine başımı
ağrıtıyor. Böylesi daha iyi,” diyen adam yatağın kenarına oturduğunda Efnan
dayanamayarak adamın elindeki havluya uzanıp almıştı. Ahmet kızın hareketiyle
duraksarken genç kız adamın saçını kurulamaya başlamıştı. Bu tamamen istem dışı
yapılan bir hareketti. Ahmet elleri havada öylece kalırken hissettiği huzurla
derin bir nefes aldı.
“Efnan!”
“hım…” genç
kız dalgın bir şekilde cevaplarken Ahmet kızı havlu tutan ellini kavrayarak
gözlerine odaklanmıştı.
“Şükür
sebebimsin!” Efnan adamın sözleriyle yutkunarak ona bakmıştı. Gece karası
saçları öne doğru eğildiği için omuzlarından göğsüne dökülmüştü. Genç adam
uzanarak kızın bir tutam saçını kavrarken, kavradığı saçları burnuna getirerek gözleri
kapalı bir şekilde kokusunu içine çekmişti. Efnan hipnoz oluş bir şekilde
kocasını izlerken genç adam derin derin iç çekerek koyu mavilerini açarak kıza
baktı.
“Hazır
hissetmediğin hiçbir şey olmayacak biliyorsun değil mi?” Efnan adamın
sözleriyle duraksamıştı. Onun neden bahsettiği elbette anlamıştı ancak ne
söyleyeceğini bilememişti. Ama bildiği bir şey vardı ki Ahmet ile arasına
mesafe koyarsa bir daha asla ona yaklaşmaya cesaret edemezdi. Onun üzerinde
kocalık hakları olduğu gibi Efnan’ın da onun karısı olarak hakları vardı.
Başını iki yana sallayarak hafif gülümsemişti.
“Biliyorum…”
Ahmet kızın gülümsemesinden cesaretle uzanarak karısının yanaklarını kavrayıp
gözlerine odaklanmıştı. Karısının yanaklarını usulca öperken ellerine dolanan
saçlarla mest oluyordu. İçinden bir bir şükürle karısına yaklaşırken heyecandan
kalbinin durmamasını diliyordu. Otuzuna merdiven dayamış ergen çocuklar gibi
yüreği çırpınırken elinin altındaki tenin titremesiyle karısının da heyecanını
anlayabiliyordu. Belki ilk kez bir kadının elini tutmamıştı ama ilk kez
bedenini paylaşacaktı. Bu kişinin karısı olması tüm ruhunu huzurla
dolduruyordu.
***
Genç kız
uyandığında bedeninde hissettiği gariplikle yutkunmuştu. Beline dolanan kolun
varlığı genç kızın ruhunu esir ederken kızaran yanaklarına inat yüzünde oluşan
gülümsemeye inanamıyordu. Belki de en gergin olması gereken geceyi anlayamadığı
bir rahatlıkla atlatmıştı. Bu rahatlığa en büyük etken şüphesiz Ahmet’in nazik
davranışları etkendi. Kocası… kollarında olduğu adam onun tam anlamıyla
kocasıydı. Yüreğinde az bir şüphe olsa da dün gece tamamen o şüphe silinmişti.
Hiç kimse yüreğinde biri varken başkasına dün gece kocasının ona dokunduğu gibi
dokunamazdı. Efnan derin bir iç çekerken istem dışı yine gülümsemişti.
Bedeninde hissettiği kıpırtı ile kocasının uyanmaya başladığını anlayan genç
kadın boynuna gömülen yüz ile gerilmişti.
“Günaydın!”
Ahmet karısının yüzünü görmese de aldığı derin nefeslerden uyandığını
anlamıştı. Genç kadını daha sıkı sararken saçları arasında genç kadının
ensesine derin bir öpücük kondurmuştu. Efnan genç adamın öpmesiyle titrerken
genç adamın kıkırtısı kulaklarına dolunca kaşlarını çatarak dirseğini kocasının
karnına geçirdi.
“Ah!”
“Çok
eğleniyorsun değil mi?” Ahmet karısının söylemine gülerek karşılık vermişti.
Mutluydu… Efnan’ın kendisini biranda kabul etmesini beklemiyordu. Karısının
kendisinden zaman istemesini beklerken hiç beklemediği anda onun olmuştu. Belki
de aşmaları gereken en büyük engeli aşmışları.
“Canını yaktım
mı?” genç adamın ciddi sorusuyla Efnan utanmıştı. Genç kadın başını iki yana
sallarken sesli yanıt verememişti. Güney perdelerin arasından usulca odaya
dolarken Efnan huzurla belindeki eli kavramıştı.
“Güneş çoktan
doğdu, saat kaç acaba?” Ahmet karısının sorusunu cevaplamak isterken dışarıdan
gelen sesle gözlerini kapatmıştı.
“Süt dayı… Süt
dayı, Efyan nerede?” evin içinden gelen sesle ikili hızla yerinde doğrulmuştu.
Üzerlerinde uygunsuz bir kıyafet yoktu ancak genç kız oldukça utanmıştı. Sabaha
karşı abdestini alıp namazlarını kılmışlardı. Şüphesiz kocasının ardında namaz
kılan Efnan’dan daha mutlusu yoktu o anda.
“Şu veletten
kurtulamayacağım, taktı karıma kafayı!” Ahmet Asil’in deli gibi bağırmasıyla
homurdanmıştı. Efnan ise çocuğun kocasına ‘süt dayı’ diye seslenmesine gülmemek
için kendisini zor tutuyordu.
“Gül karıcım,
kendini tutma.”
“Sana süt dayı
diyor!”
“Hep beyni
gelişmiş anası olacak yüzünden. Adım süt dayı kaldı!” Efnan kendini daha fazla
tutamayarak gülmüştü. Sesi yüksek çıkmamıştı ama genç adama öyle ahenkli
gelmişti ki Ahmet o gülsün diye her zaman ‘süt dayı’ olarak çağrılmaya razıydı.
“Ben gidip
şuna bakayım yoksa odaya dalacak!” Ahmet hızla odadan çıkarken Efnan üzerini
toparlayarak yerinden kalkmıştı. Pencereyi açıp temiz havanın içeri girmesini
sağlarken dağınık yatağı toplamıştı. Sabaha karşı yatak çarşaflarını da
değiştiği için kirlileri kenara alarak etrafına bakınmaya başladı. Böyle bir
evde muhakkak çamaşır odası olmalıydı. Ahmet’in söylenerek odaya girdiğini
görünce istem dışı bakışlarını kaçırmıştı.
“Ne oldu
Efnan, neden bakışlarını kaçırıyorsun?”
“Şey…”
Efnan’ın bakışlarının kaydığı yeri gören genç adam gülümseyerek başını iki yana
sallamıştı. Karısının utandığını anlayabiliyordu. Uzanarak kirlileri alıp
odadan çıkan adam genç kadını meraklandırmıştı. Birkaç kapı ötedeki kapıdan
içeriye girdiğindeyse onu takip etmişti. Ahmet kirlileri makineye atarak
yıkanması için kısa programda açarken mahcup olan karısının alnına dudaklarını
bastırmıştı.
“Biz utanacak
bir şey yapmadık hatun, kızartma hemen yanaklarını.” Efnan başını adamın
göğsüne saklarken genç adam kendini tutamayarak gülmüştü.
“Ayıp olacak
onlara…”
“Ayıp falan
olmayacak, hem yıkandıktan sonra kurutmayı da açarız.” Efnan geri çekilerek
yarım oda büyüklüğündeki odaya bakmıştı. Üst üste konulan çamaşır ve kurutma
makinesinin yanı sıra ütü alanının bulunduğu odada lavabonun bulunduğu uzunca
bir tezgah vardı. İkili odanın kapısını kapattığında içeriden makine sesinin
gelmemesi Efnan’ı şaşırtmıştı.
“Hadi hazırlan
da karşıya geçelim, kahvaltı için bizi bekliyorlar.” Efnan odaya geçerek
üzerine bol kıyafetlerinden birini geçirmişti. Örtüsünü göğsünün üzerine kadar
uzatarak genç adama döndüğünde Ahmet’in iç çekmesiyle “Ne oldu, olmamış mı?”
diye sordu.
“Çok güzel
oldun, hadi ben vazgeçmeden gidelim. Yoksa Alya beni paralar.” Efnan kocasının
sözlerine gülerken başını sallayıp öne geçmişti. İkili yan yana evden çıkıp
karşıdaki tomruk eve geçerken Efnan hayranlıkla tek katlı eve bakıyordu.
“Çok
şanslılar, bu evde yaşamak güzel olmalı. Sessiz, huzur dolu,” dediğinde Ahmet
kolunu karısının omzuna atarak şakağını öpmüştü. Genç kadın utanırken Ahmet’i
uyarmadan edememişti. Genç adam ona gülümserken uzaktan onları izleyen Alya
derin bir iç çekti.
“Ne
düşünüyorsun hayatım?” Cenk karısının yanına gelirken Alya buruk bir şekilde
gülümsemişti.
“Şunlara bak
Cenk, Ahmet sonunda mutlu. Onu yıllardır bu kadar mutlu görmemiştim. Kardeşimin
yüzü gerçekten gülüyor. Sahte gülümsemesi yüzünden kayboldu.”
“Öyle, sence
de çok çabuk adapte olmadı mı? Bilmesek Efnan’ı yıllardır seviyor sanırdım.”
“Belki de
seviyordur!” Alya kıkırdarken Cenk şaşkınlıkla ona bakmıştı.
“Ne demek
istiyorsun?” Alya iç çekerek kendilerine doğru gelen çifte bakmıştı. Ahmet ne
söylemişse Efnan’ın yüzünün kızarıklığı uzaktan bile belli oluyordu.
“Gülay
annemler söyledi, küçükken bu ikisi çok iyi anlaşırmış. Ahmet Efnan’ı yanından
ayırmak istemezmiş. Büyüdüklerinde Efnan uzaklaşınca Ahmet’in uzun süre kendine
gelemediğini söylemişti. Küçük kalbi kırılmış olmalı.” Cenk karısının sözlerine
gülerken başını iki yana sallamıştı.
“Hadi taze
çifti karşılayalım.” İkili genç çifti karşılarken evin neşesi çocuklar onların
etrafını sarmıştı. Ahmet çocuklarla çocuklaşırken Efnan gülümseyerek onları
izliyordu. Keyifli bir kahvaltıdan sonra Alya’ya yardım eden genç kız oldukça
doğal davranıyordu. Deniz hanım torunlarını oyalarken Ahmet karısına dönerek
“Biz çıkalım mı artık, yakın yerleri gezeriz, yarın sabah erkenden de yaylalara
çıkarız.” Efnan kocasını onaylarken izin isteyerek yola koyulmuşlardı. Merkeze
yakın turistlik yerleri gezdikten sonra akşama doğru Efnan’ın isteğiyle Emine
hanımlara gitmişlerdi. Genç kadın kocasının süt annesini merak ediyordu. Eve
vardıklarında onları oldukça kalabalık bir ortam karşılamıştı. Alya, Arya ve
diğer aile üyeleri ikiliyi karşılamak için aile evine gelmişti. Efnan bir anda
büyük bir curcunanın içine düşünce şaşkına dönmüştü. Emine hanım genç kadını
yanına oturtarak sevgiyle sarmalarken Ahmet uzaktan onları izliyordu. Selim ve
Serdar abisi ile sohbet ederken Arya’nın kocası Aras ve Cenk’te onlara katılmıştı.
Ahmet bey erkekleri alarak evden çıkarken Efnan ailenin arasında tek kaldığı
için başta gerilse de evin gelinleri ve kızları onun etrafına dört dönerken o
gerginliği de yok olmuştu.
“Sizi ayrı
ayrı görseydim karıştırırdım. İlk kez birbirinin kopyası olan ikizler
görüyorum.” Efnan Arya ve Alya’ya bakarak şaşkınlıkla konuşmuştu.
“Değil mi?
Görümcelerimizi biz de ilk başta karıştırıyorduk.” Serdar’ın karısı Gülşen
konuşurken Esma gülümsemekle yetinmişti. Üzerine oturan ağırlıkla evin en büyük
ablası durumundaydı. Efnan Esma gelinin evde Emine hanımdan sonra sözü geçen
kişi olduğunu anlamıştı. Aile üyeleri kadının ağzından çıkacak kelimeleri
havada kapıp hemen yerine getiriyordu.
“Anne ben
acıktım!” içeriden koşturarak gelen sekiz dokuz yaşlarında ki küçük kız altın
sarısı saçlarını hoplatarak Arya’nın kucağına yerleşmişti. Küçük kız kollarını
kadının boynuna dolarken Arya iştahla kızın yanaklarını öpüyordu.
“Şunlara bak
Alya, bunların sevgisi zaman geçtikçe daha da artıyor.”
“Küçüğüm daha
yeni yemek yedik ama ne çabuk açıktın?” Ecem yüzünü asarken Alya yerinden
kalkarak “Gel hayatım, teyzen sana istediğini versin.” Alya küçük kızın dolapta
pastayı gördüğünü anlamıştı. Ecem’in gözleri parlarken Arya onaylamaz bir
şekilde kardeşine baktı.
“Tatlı için
çok geç Alya, kızıma sağlıksız şeyler yedirme.”
“Bu yaşta
yemeyecekse ne zaman yiyecek, sen karışma. Gel hayatım!” Ecem’i kucağına alarak
salondan çıkarken yüzü asılan genç kadına annesi Emine Hanım gülmüştü.
“Kızım boşuna
uğraşıyorsun. Sende biliyorsun ki Ecem her zaman istediğini alıyor. Dayıları
olmadığı için senin üzerinden teyzesine duyurdu isteğini. Senin kabul
etmeyeceğini biliyordu.”
“Bu kız ne
zaman bu kadar uyanık oldu anne?” Arya söylenirken iki gelin onun bu haline
gülmüştü. İçeriden çocuk sesleri yükselmeye başladığında Emine Hanım derin bir
iç çekti.
“Yarın
dayınlar gelecek, sakın geç kalmayın.” Arya’nın dayısı Adnan Bey iş için yurt
dışına çıkmıştı. Bu gidişinde karısı ve küçük oğlunu da yanına götürmüştü. On
beş günlük seyahatten sonra geri dönüyordu.
“Geliriz anne
sen merak etme. Kendi başına da iş yapma. Biz evin işini hallederiz.”
“Anne geçen
gün Selim’le konuştuk. Neden bize taşınmıyorsunuz?”
“Olur mu öyle
şey kızım, ev üzerine ev olmaz. Biz böyle iyiyiz.” Esma yüzünü asarken Arya ona
gülümseyerek bakmıştı. Şu hayattaki en büyük şansları kendilerine ikinci bir
anne olan Esma yengesiydi. Kadın hiç gocunmadan onların işlerine koşturup
duruyordu.
“Ama anne
geçen gün evde düşmüşsün bize söylememişsin. Çok kırıldım biz ne güne duruyoruz
neden haber vermiyorsun?” Esma’nın sözleriyle Arya annesine dönmüştü.
“Anne ne zaman
düştün?” Emine hanım kızının üzgün ifadesine gülümseyerek karşılık vermişti.
“Bir şey olmadı
kızım, görüyorsun sapasağlam karşındayım.”
“Yine de
söylemeliydin.” Arya’nın konuşmasını çalan kapı zili bölmüştü. Genç kadın
kapıyı açarken Ahmet’in Efnan’ı istemesiyle salona seslenmişti. Efnan kapıya
çıktığında genç adam “Hadi çıkalım sana göstermek istediğim bir şey var,” dedi.
Efnan evdekilerle vedalaşıp kapıya yöneldiğinde genç adam karısının elini
tutarak onu yönlendirmişti.
“Nereye Ahmet?”
“Kendi
evimize!” Efnan şaşkınlıkla genç adama bakarken kocasının kendisini karşı
binaya yönlendirdiğini görünce duraksamıştı. Ahmet onun duraksadığını görünce
derin bir nefes vererek kolunu karısının omzuna atıp yürümesini sağladı. Bina eski
bir bina olsa da oldukça bakımlıydı. Binadan içeriye girdiklerinde Efnan
sessizce kocasına ayak uydurdu. Üçüncü kata geldiklerinde genç adam cebinden
çıkardığı anahtarla kapıyı açıp kenara çekildi.
“Burası neresi
Ahmet, neden buraya geldik?”
“Burası benim
büyüdüğüm ev. Sana bahsettiğim ev…” Efnan adamın sözleriyle heyecanlanmıştı. Kocasının
büyüdüğü evi görecek olmak genç kadını heyecanlandırmıştı. Birlikte içeri
girdiklerinde Efnan içinden sürekli dua okuyordu. Işıkları yakan genç adam boş
olan evi karısına gezdirirken her bir köşesinde anısı olan evi özlemle
anlatıyordu. Anne babasının ileride burada yaşamak istediğinden bahsettiğinde
Efnan duraksamıştı.
“Buraya mı
taşınacaklar?”
“Öyle istiyorlar
ama kesin değil. Sadece buradaki evin açık kalmasını istiyoruz. Geldiğimizde rahat
bir şekilde kendi evimizde kalalım, kimseye rahatsızlık vermeyelim…”
“Alya duymasın
seni paralar!” Efnan kocasını taklit ederken Ahmet’in kahkahası boş evde yankılanmıştı.
Balkonu olan büyük salona girdiklerinde genç kadın yerdeki çift kişilik yatağı
görünce duraksamıştı. Ahmet karısının gözlerinin içine bakarken Efnan
yutkunarak bakışlarını kaçırdı.
“Bu akşam
burada kalalım mı?” Ahmet öyle bir sormuştu ki soruyu genç kadın asla itiraz
edemezdi. Başını sallarken Ahmet derin bir iç çekerek genç kadını kollarının
arasına çekerek sıkıca sarılmıştı. Gün boyu ikisi de yorulmuştu.
“Nereden
buldun bu yer yatağını?”
“Alya’dan
aldım. Bu akşam burada kalmak istediğimi söylediğimde beni paralıyordu!”
dediğinde son sözleri imayla söylemişti.
“Sen geçmişi
yad etmek istiyorsun?”
“Bu evde
kalmayı özlemişim. Boş bile olsa elektrik suyu var. Bu gece ikimizi idare eder.”
Efnan anlayışla genç adama bakarken Alya’nın onları çaya davet etmesiyle ikili
yeniden karşı eve geçmişlerdi.
Gece oldukça
keyifli geçerken Efnan gelen aramayla izin istemişti. Arayan Kardeşi Banu’ydu. Mutfak
balkonuna geçerken çayları tazeleyen Gülşen’e hafif gülümsemişti.
“Selamünaleyküm
Banu, nasılsınız?”
“İyiyiz abla
gittin aramadın. Çok kırıldım.” Efnan kardeşinin sözlerine gülümsemişti.
“Zaman nasıl geçti
anlamadık canım. Özür dilerim, annemler nasıl?”
“Hepsi iyi ben
sana bir şey söylemek için aradım.” Efnan merakla telefonu diğer kulağına
almıştı. Düğün akşamından sonra görüşmemişlerdi.
“Seni
dinliyorum, bir şeye mi ihtiyacın var?”
“Şey abla, şu
kadın yine geldi.”
“Hangi kadın?”
“Hani eğlencede
gördüğümüz kadın. Eve de gelmişlerdi.” Efnan sıkıntıyla içini sıkarken kimden
bahsettiğini hemen anlamıştı. Aslı’nın ailesi mahallede sık gezmeye başlamıştı
ve bu durum genç kadının canını sıkıyordu.
“Sana bir şey mi
yaptı? Eğer canını sıktıysa evdekilere söyle Banu, tek başına hareket etme.”
“Beni görmedi
ki. Gizlice binaya girmiş, ben de tesadüfen gördüm.” Efnan kızın sözleriyle
duraksamıştı.
“Ne demek gizlice
binaya girdi. Ne yaptı binada?” Banu kısa bir süre duraksadıktan sonra ablasını
cevaplamıştı.
“Sizin evin
kapısının oradaydı. Bir şeyler saklıyor gibiydi. Ses yapınca asansöre binip
kaçtı ama binanın çıkışında düşürdüğü kağıdı buldum.”
“Kağıt mı? Not
mu yazmış?” Efnan balkon kapısının açılmasıyla bakışlarını yanına gelen
kocasına çevirmişti.
“Anlamadım ki
abla, üzerine Arapça yazı yazıyor. Sen anlarsın diye sana resmini attım.” Efnan
kardeşinin sözlerine ürpermişti. Hızla telefonun mesaj kısmına girerek
kardeşinin attığı fotoğrafa bakmıştı. Okudukları karşısında bütün bedeni
ürperirken yutkunarak kocasına baktı.
“Banu o kâğıdı
hemen anneme ver o ne yapılması gerektiğini bilir. Dikkatli olun, bir daha o
kadın gelirse dikkat edin. Sakın o kâğıdı evime sokmayın!” Efnan o kadar telaşlıydı
ki Ahmet karısının neden bu kadar telaş yaptığını anlamamıştı. Gözleri sinirden
yaşarırken ilk kez bu kadar öfkelendiğini hissediyordu. Oysa o her zaman dua
ile sakinleşirdi. Duyduğuna ve gördüğüne inanamıyordu. Kadın resmen onlara büyü
yapıyordu.
“Neler oluyor
Efnan?” Ahmet endişeyle karısına bakarken genç kız gözleri nemli bir şekilde
kocasına bakmıştı. Genç adam karısının yüzünü kavrarken Efnan içinden yuvasının
dağılmaması için bildiği tüm duaları yapıyordu. Onları koruyacak yalnızca Allah’tı.
Sığınağı sadece O’ydu. Kocasına anlatsa kendisine inanır mıydı acaba? Ahmet onun
yalan söylediğini düşünür müydü? Efnan çaresizce yaşlarını dökerken kardeşinin
kadını gördüğü için şükrediyordu. Ya Banu kadını görmeseydi? Ya o muska
yuvasını dağıtsaydı? İçine yerleşen derin bir korku vardı ve kolay çıkmayacak
gibiydi. Geriye döndüğünde ilk işi o kadını kocasından en uzak yere göndermek
olacaktı.
***
Bölüm sonu umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum...
Yine heyecanlı bir bölümdü emeğine sağlık yazarım. Sevgiye susamış kalpleride bekliyoruz lütfen en heyecanlı yerinde kaldı ❤️🥰
YanıtlaSilÇok güzel bir bölümdü. Diğer hikayelerdeki kişileri de bu bölümde okumak çok iyi geldi. Ellerine sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir bölümdü. Ahmet ve Efnan çok güzeller. Aslı onu ayıramayacak inanıyorum. İyiki Banu varda öğrenmiş durumu. Öte yandan Alya ve Aryaya okumak hatırlamak iyi geldi. Keşke eski kitaplar burada tekrar yayınlansa. Önceki sitede ara ara okuyordum onları da. Abiler ve yengeleri hatırlamıyorum mesela onlarla ilgili.
YanıtlaSilHer zamanki güzel bir bölüm olmuş emeğine sağlık
YanıtlaSilAllahım sen kötü zihniyetli insanlardan koru bizleri emeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü yazarcım
YanıtlaSilİkizler ve diğerlerini okuman harikaydı özlemişim😍sonunda evlendiler ve beraberler 😍manyak kadın yaa büyü yapıyor😡 şikayetçi olun tutuklansin 😡Emeğine sağlık harikaydı yazarım 🧡
YanıtlaSilAslı Ahmet'i büyü yaparak elde edeceğini sanıyor heralde bukadarınada pes yani. Banu ya bravo gözü açık biri. Emeğine sağlık yazarcım 🌹🌹
YanıtlaSilEllerine yüreğine sağlık canım,Aslı' nın onları rahat bırakmaya niyeti yok gibi,Karan ve Suna 'yı okumakta güzel oluyor, yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum
YanıtlaSil