Keyifli okumalar arkadaşlar. Umarım bölümü beğenirsiniz... Finale doğru adım adım...
***
Genç kız kendisine dönen bakışlar karşısında yutkunurken arkadaşının tepkisinden ilk kez çekinmişti. Onunla birbirine sözleri vardı. Nikah şahidi olacaklardı.
“Ali ne oluyor ne evlenmesi?” Erkan sert sesiyle araya girerken adamın düşündüğü kardeşinin evlenmesinden çok nikaha kendilerinin davet edilmeme düşüncesiydi. Ailesinden bu kadar uzaklaşmış olamazlardı.
“Abi sonra konuşsak, Efsun’un yemek yiyip ilaçlarını içmesi lazım. Hadi şu ilacı da al sonra dinlenirsin.”
“Merkeze gitmem gerek, ne dinlenmesi Ali?” Ali kendilerine şaşkın bir şekilde bakan kardeşlerine aldırış etmeyerek kaşlarını çatmıştı.
“Merkeze gitmiyorsun. Raporlu değil misin sen? Hemen ilacını alıp dinleniyorsun.”
“Ali bana emirli cümleler kurma.”
“Sende çocuk gibi davranma. Şu haline bak yaralısın…” Efsun adamın üzgün bir şekilde yaralı koluna baktığını görünce derin bir nefes almıştı. Ağızları bir karış açık onları izleyenleri fark ettiklerindeyse çok geç kalmışlardı. Kızlar kendi arasında kıkırdarken Erkan ve Ahmet şok olmuş bir şekilde baskın çıkan kardeşine bakıyordu.
“Siz ne zaman evlendiniz? Bizim neden haberimiz yok?”
“Bunu Erhan ağanıza sorun ne de olsa onun başının altından çıktı. Şimdi izninizle, gel Asena,” diyerek arkadaşını alıp hızla oradan uzaklaşmıştı. Ali arkasından bakarken kaşlarını çatarak ağabeylerine dönmüştü.
“Yaptığınızı beğendiniz mi sizin yüzünüzden kaçtı gitti.”
“Ali sen ne diyorsun? Gel bir konuşalım seninle!” Erkan kardeşini ensesinden tutarak çalışma odasına doğru yönlendirmişti. Onlar konuşmak için giderken ev halkı bir bir kalkıp ortak salona doluşmaya başladı. Küçük çocuklar annelerini sorarken onları sakinleştirmek aile üyelerine kalmıştı. Cesur yeğeni Cihangir’i kucağına alıp severken kendi oğlu annesinin kucağında etrafa gülücükler saçıyordu. Kızının hala aşağıya inmemesi ise dikkatinden kaçmamıştı. Annesi ve Sevim Hanım mutfakla ilgileniyor, Çisil ise önüne koyulan atıştırmalıklarla mide bulantısını bastırmaya çalışıyordu.
“Aylin Ayşem nerede?”
“Ayşem’in sınavları varmış, sabah biraz çalışmak istiyor. Sonra aşağıya inecekmiş.”
“Kardeşin nerede?” Aylin göz devirerek kocasına bakarken Cesur’un derdini anlamıştı. Kızını kıskanan baba moduna geçiş yapmıştı.
“Serdar hastanede kaldı bilmiyormuş gibi davranma Cesur. Ayrıca kardeşime güvenmeyi öğren, Ayşem’e zararı olacak davranışlarda bulunmaz. Sende biliyorsun.” Cesur suratını asarken hala ikisinin ilişkisine alışamadığını düşünüyordu.
“Oğlum sen hastaneye gidecek misin?” Ayşem hanım oğluna sorarken Cesur annesine bakarak başını sallamıştı.
“Kahvaltıdan sonra giderim anne, sen gelecek misin?”
“Bugün konak kalabalık olacak, durup Sevim hanıma yardım edeyim diyorum. Sabah geldi kadın daha dinlenmeden işlere koyuldu. Dayınlarda haberi almış ziyarete gelecekler.”
“Zaten gelmene gerek yok. Çisem’i bugün eve getiririz. Kalmasına da gerek yoktu ama Erhan istedi kalmasını.” Ayşem hanım gülümseyerek onlara karşılık vermişti.
“Dayı!” Cesur yeğeninin kendisine seslenmesiyle Narin’e bakmıştı. Narin gözlerini ovalayarak ona gelirken genç adam kucağındaki Cihangir’i bir dizine alarak Narin’i de kucağına almıştı.
“Söyle dayısının güzeli, ne istiyorsun?”
“Annem ne zaman gelecek?”
“Annen bugün gelecek, kardeşini de getirecek.” Narin’in gözleri parlamıştı.
“Gerçekten mi? Kardeşim de gelecek mi?” küçük kızın başının üzerini öpen adam kardeşinin ters bakışlarıyla karşılaşmıştı.
“Neden bana öyle bakıyorsun Çisil?”
“Neden onu öpüyorsun?” Cesur gözlerini büyüterek “Saçmalama Çisil, küçücük kızın yanında söylediğine bak.” Çisil omzunu silkerken önündeki krakerden bir ısırık daha almıştı.
“Bana ne işte beni de öp.” Çisil’in kıskançlığı tutarken Cesur başını iki yana sallamıştı. Aylin ikiliyi gülümseyerek izlerken Çisil yerinden kalkarak kadının kucağındaki oğlanı almıştı.
“Halasının paşası gel bakalım biraz seveyim seni.” Küçük oğlan Çisil’e gülücükler saçarken ağzından salyaları akıtarak genç kadının yüzünü yalamaya başlamıştı.
“Ay çok ıslak öpüyorsun ama hiç hoş değil.”
“Çisil saçmalama, o daha bebek.”
“Ne olmuş, bebekler şimdiden eğitilmeli. Ne öyle tükürük saçıyor.” Çisil’in ciddi olup olmadığını anlamak için ona baktıklarında genç kadının değişen ifadesiyle Aylin hızla yerinden kalkıp oğlunu almıştı. Çisil ağzını kapatarak alt kattaki banyoya koşarken Aylin kocasına bakarak “Bulantılar başladı, hadi geçmiş olsun.” Cesur karısını onaylarken küçük oğluna bakmıştı. Hala onun kendi oğlu olduğuna inanamıyordu. Yirmi iki yıl sonra yeniden baba olmuştu. Hem de sevdiği tek kadından.
“Ne düşünüyorsun?” genç adam oğlunu göstererek “Hala bizim olduğuna inanamıyorum,” dedi. Aylin duygulanırken oğlunun göğsüne asılmaya başlamasıyla yerinden kalkmıştı.
“Ben karnını doyurayım, sonra gelirim.” Genç kadın salondan çıkarken kocası arkasından iç çekerek bakmıştı. Tüm aile üyeleri toplanmış kalabalık bir sofra kurulmuştu. Masada eksik olan sadece Erkan ve Ahmet’in eşleriydi. Naz kocası Sadık’la gelmiş. Azra da nişanlısı Engin’i kahvaltıya çağırmıştı. Asena ilk kez bu kadar kalabalık bir masada yemek yiyecekti ve bu durum onu oldukça geriyordu. Ali Efsun kahvaltı yapmasına rağmen masada yanı başındaki sandalyeyi ona ayırmış, zorla kızı masaya oturtmuştu. Büyük masanın iki baş köşesine aile büyükleri Hikmet ve Servet Bey oturmuştu. Yaşı itibariyle Selcan hala odasında kahvaltısını yapıyordu.
“Nasıl olsun Efsun, ağrın var mı?”
“Beni düşünme Engin, daha kötü günlerimde olmuştu.”
“Amirinle konuştum bir hafta izinlisin. Bu bir haftayı güzel değerlendir.” Efsun’un yüzü duyduklarıyla asılmıştı. O izin kullanmak istemiyordu. Konakta oturmak ona göre değildi.
“Buna sevindim bu bir haftayı güzel değerlendiririz. Akşama yengemler gelecek, sonrasında planları yaparız.”
“Ne planı?”
“Düğün tabii ki ne olacak.” Ali’nin sözleriyle yaşlılar gülümsemesini saklarken kardeşleri şaşkınlıkla ona bakmıştı. Efsun ise içtiği çayda az kalsın boğulacaktı.
“Asena sen ne zaman geldin?” Engin Asena’yı tanıyordu. Efsun’un çevresindeki tüm arkadaşlarını çok iyi tanıyordu.
“Dün akşam geldim Engin abi. Erhan ağamla konuştum beni konağa gönderdi. Efsun’un akrabası olduğunu yeni öğrendim.” Efsun başını sallayarak Ali’nin kendisine uzattığı zeytini ağzına atmıştı. Tamamen bilinçsizce yapılan bir eylemdi ve masadakilerin gözünden kaçmamıştı.
“Oğlum kızı bir rahat bırak boğacaksın.”
“Anne baksana ne kadar zayıfladı, bu görev ona yaramadı.” Ali buruk bir şekilde annesine itiraz ederken Hikmet Bey onaylamaz bir şekilde oğluna bakmıştı. Küçük oğlu şimdiden hanımcı olmuştu.
“Kızım başımızın üzerinde yerin var ama böyle habersiz gelmenin bir nedeni var mı?” Sevim hanım merakla Asena’ya sorarken genç kız sessizleşmişti.
“Amcamların kazada öldüğünü öğrendim, kazanın araştırılması için şikayette bulunacağım. Doğruysa sorun yok ama cinayet ise öğrenmek istiyorum. Bunun için Efsun’a geldim.” Kızın cevabıyla herkes sessizleşmişti. Bakışları üzerine topladığında yutkunarak bakışlarını kaçırmıştı.
“Sen merak etme, ben kazanın asıl nedenini araştırırım. Bu zaman içinde konaktan çıkmanı istemiyorum. Nedenini biliyorsun.” Asena başını sallarken Ali şüpheyle ikiliye bakmıştı.
“Teşekkür ederim. Bu olayın açıklığa kavuşması benim için önemli.” Kız gereği bulmak zorundaydı. Eğer amcası ve kuzenleri öldürüldüyse kendisi de tehlike altında olabilirdi.
“Bu arada Efsun, bazı belgeleri imzalaman gerekiyor. Almamız gereken makineler var. Ayrıca tarım araçları da.”
“Ne almak istiyorsan al bana sormana gerek yok.”
“Öyle olmuyor işte, şirket sahibi sensin. İmza yetkin var.”
“O zaman sana devredeyim imza yetkimi…” Kızın umursamaz sözlerine şaşıran aile üyeleri başını iki yana sallamıştı.
“Saçmalama kızım o nasıl söz. Bu malı üzerine aldıysan sorumluluğunu da kabul etmek zorundasın.” Konu kapanıp kahvaltı bittiğinde erkekler işlerine dönmüş, kadınlar akşam için hazırlıklara başlamıştı.
***
Genç adam pencereden dışarıya bakarken oldukça düşünceliydi. Karısı uyuyordu ve oğlu da beşiğinde küçük mırıltılar çıkarıyordu. Hastanenin önünde hala kalabalık olsa da ilk günkü kadar değildi. Doktor çıkış işlemini yapmıştı ancak Erhan karısının ağabeyinin gelmesini bekliyordu. Onula özel olarak konuşması gerektiği için şimdilik sessizdi. Serdar yapılan işlemleri incelemiş ve önceki doktorun gereksiz yere sezaryen diretmesinin uygunsuz olduğunu söylemişti. Erhan doktor hakkında suç duyurusunda bulunarak inceleme başlatmıştı.
“Erhan abi?” Serdar odaya girmiş sessizce adamın yanına yaklaşmıştı.
“Ne zaman geldin?”
“Buralardaydım, sen dinlenmedin mi?”
“Kafam dolu Serdar, ya Ayşem burada olmasaydı? Ya Çisem’e ya da oğluma bir şey olsaydı? Aklım almıyor. Sizler yemin etmiyor musunuz mesleğinizi kötü kullanmayacağınıza?”
“Elbette ama her meslekte iyide var kötü de. Bunları düşünme artık gereği bakanlık tarafından yapılacak.” Erhan başını sallarken derin bir iç çekmişti.
“Cesur birazdan gelir, bizim konuşacaklarımız var sen burada kalır mısın?”
“Elbette abi… Bir sorun yok değil mi?” Erhan başını iki yana sallayarak “Öğreneceğiz, merak etme sen Çisem’in yanında kal.” Genç adamın sessizde olan telefonu çalarken Erhan izin isteyerek odadan ayrılmıştı. Serdar ağlamak üzere olan bebeği kucağına alarak sallarken pencereden dışarıya bakmaya devam ediyordu.
Erhan hastane girişinde Cesur’u karşılarken genç adam şüpheyle ona bakmıştı. Kardeşini odada yalnız bırakıp aşağıya indiyse bir sorun olmuş olmalıydı.
“Ne oluyor Erhan? Neden buradasın?”
“Konuşmamız gerek, Adem sen hanım ağanın kapısında bekle, kimse içeri girmeyecek. Doktor Serdar yanında.” Adem emri alır almaz hareketlenmişti.
“Sorun ne?”
“Burada olmaz, yukarı çıkalım.” Cesur genç adamı takip ederken oldukça tedirgindi. Neler olduğunu anlayamıyordu.
“Söyleyecek misin artık?”
“Soner… Yaşıyor!” Cesur tahmin ettiği ama teyit edemediği bilgiyi öğrenince dişlerini sıkmıştı.
“Nasıl öğrendin?”
“Bir süredir takip ettiğimiz suçlu vardı. Bağlantıları yurtdışına kadar uzanıyor. Yem attık, bize adamıyla görüşmemiz söylendi. Adamım dediği kişi Soner!”
“Kahretsin! Ne yapmayı planlıyorsun?”
“Öncelikle yaşadığını kanıtlayacağım. Ama asıl önemli olan Çisem ve Cihangir’in güvenliği. Onların peşine düşeceğine eminim. Oğlan büyüyor.”
“Kardeşimin güvenliği sana bağlı Erhan, onları koruyacağını biliyorum. Ama bende kendimce önlem alacağım.”
“Sizi uyarmak istedim. O adam hiç sağlam kişilerle iş tutmuyor. Tehlikeli adamlarla iş birliği yapıyor. Jandarma ve polis teşkilatı içinde olduğu yapının peşinde. Elbet yakayı ele verecek ama ondan önce Cihangir’i almaya çalışabilir.”
“Buna izin veremeyiz.”
“Elbette vermeyeceğim. Kızıma göz dikti, ona karşılık Cihangir’i isteyecekti.”
“Anlamadım?”
“Kardeşimin düğününde kızımı kaçırmaya alıştılar ama başaramadılar. Adamı konuşturdum, onlara çalışıyor.”
“İçinize kadar girdiler öyle mi?” Erhan başını sallarken Cesur’la ortak güvenlik önlemi üzerinde konuşmuşlardı. Karısı lohusaydı ve ona bu durumdan şu anda bahsedemezdi. Şimdilik işleri gizli yürütecekti. Birlikte odaya çıktıklarında Adem kapıda onları karşılamıştı.
“Bir durum oldu mu Adem?”
“Yok ağam, girende çıkanda olmadı. Serdar doktor hala içeride.” Erhan odaya girerken Serdar’ı göğsünde oğluyla koltukta uzanırken bulmuştu. Bir eli bebeği sırtındaydı. Bebek mışıl mışıl uyuyordu. Serdar ise gözlerini kapatmış olsa da uyumuyordu. Erhan yüzünü asarak onlara bakmıştı. İlk kez oğlunu kıskanıyordu. O bebeğine dokunmaya korkarken Serdar’ın bu kadar rahat hareket etmesi canını sıkmıştı.
“Geldiniz mi? Bebek uyudu, Çisem abla da birazdan uyanır.”
“Teşekkür ederim, biz hazırlanıp çıkış yapacağız. Sende dinlenirsin biraz.” Serdar bebeği beşiğine koyarak esneye esneye kapıdan çıkıp gitmişti.
“Erhan!” genç kadın gözlerini araladığında ağabeyi ve kocasını görmüştü.
“Uyandın mı hayatım, birazdan çıkış yapacağız.”
“Öyle mi? Oğlum nerede?”
“Uyuyor, hadi seni hazırlayalım.” Cesur izin isteyerek karı kocaya mahremiyet tanımıştı. Adem’e çıkış için hazırlıklı olmalarını söylerken tüm güvenlik önlemleri alınmıştı. Bebeği el pusetine koyarak üzerini kapatmışlardı. Genç adam bir koluna oğlunu almış, diğeriyle de karısına destek olarak hastaneden çıkış yaptığında etraflarına etten duvar ören korumaların arasından arabaya binmişlerdi. Bebek ağlamaya başladığında genç kadın oğlunu kucağına alarak örtüsünü üzerine örtüp emzirmeye başlamıştı. Cesur ön koltukta otururken karı koca arka koltukta bebeklerini ortalarına almış bir şekilde oturmuştu.
“Konakta kalabalık ağam, ne yapmamızı istersiniz?”
“Arka kapıdan gireceğiz. Balkondan selam verir hanım ağaları. Bebeği kalabalığa sokmayalım şimdi.”
“Emredersiniz ağam. Sessiz olmak için konvoydan ayrılacağım.” Adem adamlara haber vererek konağa yaklaştıkları sırada aralarından ayrılarak konağın arka kapısına doğru yaklaşmıştı. Çok fazla kullanılmadığı için arka bölüm boştu. Ön avlu ne kadar kalabalıksa arka tarafta kimse yoktu. Konağın kapısını onlara Gül açmıştı. Gül abisini ve yeğenini görünce çığlık atmamak için elleriyle ağzını kapatırken Çisem gülümseyerek genç kıza sarılmıştı.
“Hadi iç merdivenden hızla yukarı çıkın. Konağın her yerinden biri çıkıyor. Herkes sizi bekliyor.” İkili i. Merdivenlerden dairelerine çıkarken onları gören ev ahalisi sessiz kalmaya özen göstermişti. Daireden içeriye girdiklerinde odanın salonunda çocuklarıyla oynayan Ayşem’i görmüşlerdi.
“Hala hoş geldiniz.”
“Anne geldin sonunda.” Narin annesine sarılırken genç kadın hissettiği hafif sızı ile inlemişti. Cihangir paytak adımlarıyla annesi yerine babasına doğru ilerlemişti.
“Kardeş!” elini uzatarak adamın kucağındaki bebeğe uzanmıştı. Erhan eğilerek kardeşini ona gösterirken küçük oğlan alkışlayarak sevincini belli etmişti.
“Hala bebeğin adına karar vermediniz mi? Neden bebek diyoruz?”
“Sen söyle adı ne olsun?”
“Ben mi? Cihangir’in adını ben vermiştim, bence bu sizin hakkınız.”
“Halan haklı, kuzenine adını sen ver. Eminim güzel bir isim seçeceksin.” Ayşem düşünceli bir şekilde kuzenine bakmıştı. İkisi de çok küçüktü. Kendi yaşıtı ya da yaşına yakın bir kuzeni yoktu, anne tarafını saymazsa. Cihangir’in kardeşini sevme çabalarına gülümseyerek “O zaman Cihan olsun, abisiyle adı uyumlu olur,” dediğinde Çisem gülümseyerek yeğenine bakmıştı. Erhan’a döndüğünde “Sen ne dersin?” diye sordu.
“Bence güzel isim, Cihan… Sevdim.” Ayşem izin isteyerek yanlarından ayrılırken Narin de kardeşinin başına dikilerek dikkatle onu izlemeye başlamıştı.
“Anne bu çok küçük benimle oynayamaz ki,” dediğinde Çisem kızının saçını okşayarak “O da Cihangir gibi büyüyecek kızım,” dedi.
“Aşağıdakileri selamlaman gerekiyor hayatım. Sonra çocukların yanına gelirsin.”
“Onları tek bırakamam.”
“Annemler birazdan gelir merak etme.” Erhan sözlerini bitirdiğinde odanın kapısı tıklatılmıştı. İçeriye giren iki yaşlı kadın onların gülümsemesine neden olmuştu.
“Evine gelmiş mi benim paşam, maşallah.”
“Anne çocuğu paşam diye sevmeyin sağlıklı değil.”
“Kocanı da bu şekilde severdim, bir eksiği mi var kızım?” Sevim hanımın sorusuyla Çisem şaşırırken Erhan gülmesini saklamak için başını çevirmişti. Ayşem hanım kızının utanan yüzüne karşılık başını iki yana sallamıştı.
“On çocuk büyütmüş kadına edilecek söz mü kızım,” diyen Ayşem Hanım kızının duyacağı sesle konuşmuştu.
“Ne bileyim anne böyle yetiştirilen çocukların problemli olduğu kanıtlandı. Çocuklara kullanılacak sevgi sözcüklerine dikkat edilmeli.”
“Sen karışma nasıl istiyorsa öyle sevsinler. Sen nasıl oldun ağrın var mı?”
“Dikişlerim biraz sızlıyor ama o da normal. İyiyim şükür. Biz gelenleri selamlayacağız siz çocuğun yanında kalır mısınız?”
“Olur evladım siz çıkın biz burayla ilgileniriz.” Ayşem hanım kızının yanaklarını öperken Çisem iç çekerek annesine sarılmıştı.
“İyi ki varsın anne, iyi ki yanımdasın.”
“Sizde evladım, hadi gidin çabuk gelin.” İkili el ele odada çıkarken Erhan karısının elini çekmesine rağmen bırakmamıştı.
“Ağam ayıp değil mi adamların karşısına karizman çizilmesin?” diye soran kadına gülen adam omzunu silkerek “Karımın elini tuttuğum içi karizmam çizilecekse o karizma hiç olmamıştır. Hadi hanım ağaları iki çift laf etsin gelenlere.” İkili balkona çıkıp aşağıya baktığında oldukça kalabalık bir grubun toplandığını birbirleriyle sohbet ettiğini görmüştü. Yaşlı aile büyükleri bir köşede oturmuş kendi aralarında konuşurken gençler de başka bir alanda toplanıp sohbet ediyordu. Onları fark eden ilk Naz olmuştu.
“Ağam hoş geldiniz, ne zaman geldiniz?” dediğinde bakışlar balkonda duran ikiliye dönmüştü. Hanım ağayı görenler hemen selam verip tebrik ederken iyi dileklerini belirterek hediyeler sunmak istemişti. Genç kadın onların isteklerini kabul ederken birkaç söz ederek yorgun olduğu bahanesiyle odasına ekilmişti. Erhan onun kadar şanslı değildi. Genç adam kalabalığın arasına katılmak zorunda kalmıştı.
Akşam olduğunda kalabalık dağıldığında geriye sadece kalabalık aile üyeleri kalmıştı. On dakika önce konağa giriş yapan dayısı Yusuf Ağa konağın yeniden hareketlenmesine neden olmuştu. Yaşlı adam ağırlığıyla tüm konağı doldurmuş gibiydi. Ayşem hanım ağabeyinin elini öperken adam sevgiyle kardeşine bakmıştı.
“İtiraz istemiyorum Ayşem, buradan bize geçiyoruz. Konakta dolanmanı özledim.” Servet bey iki kardeşin konuşmasını sessizce dinlerken kayınbiraderinin elini sıkıp ‘hoş geldin,’ demişti.
“Hayırlı olsun Servet, torun geldi ha…”
“Sağ olasın Yusuf ağa, herkese hayırlı olsun. Sağlıkla büyüsün.”
“Amin,” Hikmet bey ve Erhan adamı karşılarken diğer erkeklerle bir salonda toplanmışlardı. Ayşem hanım bir köşede abisini izlerken düşüncelere dalmıştı. Çisil her zamanki gibi ağzına bir şeyler tıkıştırıyordu.
“Kızım bu kadar yemek zararlı biraz kendini tutsan!” Ayşem hanım kızını uyarırken Çisil dayanamayarak bir lokma daha almıştı.
“Elimde değil anne, sürekli yiyesim geliyor.”
“Sen doktorsun, bunun sağlıklı olmadığını bilmiyor musun?” Asaf karısının dolan gözlerini görünce dayanamayarak araya girmişti.
“Anne bırak yesin, döndüğümüzde doktora gideriz. Düzenli beslenir canı ne isterse yer o zaman.”
“Gerçekten mi?” genç kadın kocasına gözleri parlayarak bakmıştı. Birkaç dakika sona kucağında bebekle Çisem aşağıya indiğinde tüm ailenin ilgi odağı olmuştu. Genç kadın dayısının elini öperken oğlunu dayısının kucağına bırakmıştı.
“Adını sen okur musun kulağına dayı?” Çisem’in sorusuyla bakışlar kadına dönmüştü. Yusuf bey şaşırsa da ailedeki en büyük o olduğu için kimse yadırgamamıştı.
“Okurum elbet yeğenim, ne olacak bu aslanın adı?”
“Cihan!” bebeğin adını duyanlar sevinçle Erhan’a sarılırken adıyla büyümesi için dualar edilmişti. Aile oldukça neşeliydi. Yusuf bey bebeğin kulağına ezan okuyarak adını fısıldarken Çisem duygulanarak onları izlemişti. Ali karısının dibinden ayrılmazken Efsun ona kızmakla meşguldü. Tüm eşler yan yana oturmuştu. Gül iki ağabeyinin ortasına oturarak büyüklerin konuşmasını dinliyordu. Yusuf bey, Hikmet ve Servet Bey yanına Erhan’ı alarak ayrı bir alanda otururken ailenin eksik olan oğlu Gürsel’de sevinçle salondan içeriye girmişti.
“Biz geldik, nerede amcasının paşası?” Gürsel heyecanla dayının kucağındaki bebeğe yönelirken Evin kucağında Araf’la salona girerek kadınları selamlamıştı. Çisem’e sarılan genç kadın oldukça duygusaldı.
“Çok sevindim, keşke burada olsaydık.”
“Neden geldiniz ki? Daha tatilinizin bitmesine vardı.” Evin Cihangir’in Araf’a seslenmesiyle oğlunu ortaya bırakmıştı. İki küçük oğlan oyuna başlarken Evin diğer görümcelerine de sarılmıştı. Sevim hanımın elini öperken kadın sıkıca gelinine sarılmıştı.
“Hoş geldin kızım, niye acele ettiniz?”
“Olsun anne, gelmeyecektik de ne yapacaktık.” Gürsel bebeği karısının yanına getirirken “Bak Evin yengesi paşamız ne kadar tatlı.” Evin bebeği severken Gürsel eğilerek kulağına “En kısa sürede biz de yapalım bundan. Araf büyüdü, kardeş lazım.” Evin utanarak bakışlarını kaçırırken Gürsel’in kendisine olan sevgisine alışmaya çalışıyordu. Bu yaşına kadar ailesi tarafından sevgi görmemiş kadının kocası tarafından bu kadar sevilmesi ona iyi geliyordu.
“Bakarız. Şimdi ver biraz ben seveyim. Hem bebekler öyle kucağa gezdirilmez, hasta olurlar.” Gürsel yerde oynayan çocukları kucağına alırken Araf genç adama dönerek “Baba, bebek!” diyerek Cihan’ı göstermişti.
“Evet oğlum, bebek…”
“Ee millet Cihan da doğduğuna göre bizim düğün ne zaman olacak?” Ali araya bombayı patlatırken Evin ve Gürsel hızla ona dönmüştü.
“Ne düğünü?” Ali utanmadan kolunu yanında oturan Efsun’un omzuna atarak “Bizim düğüm,” dediğinde adamlar tiz kahkaha atarken Efsun kızarak dirseğini adamın karnına geçirmişti.
“Kendine gel Ali Bey daha dini nikahımız kıyılmadı bana bu kadar yanaşma.”
“Abi… İmam neden gelmedi hala?” genç kız şok üzerine şok yaşarken Engin Azra’ya dönerek “Ne dersin hazır imam geliyorken bizim nikahı da aradan çıkaralım mı?” diye sormuştu. Zor günler geride kalmıştı en azından kısa süreliğine. Aile sevinç içinde aralarına katılan yeni canı kutlarken gelecek günlerinde bugün gibi mutlu ve huzurlu geçmesi için dua ediyordu. Sevim hanım yüzü bin parça olan iki oğluna içi giderek bakarken yuvalarını kurtarmaları için gelinleriyle konuşmaya karar vermişti. Hikmet bey huzurla evlatlarına bakarken ilk göz ağrısı büyük kızına buruk bir sevinçle bakmıştı. Yakında yuvadan uçacak olan kızına hasret kalmaktan korkuyordu. Çisem, Evin, Çisil üç gelini de karısını annesi olarak benimsemişti. Oğullarından ayırmadığı bir damadı vardı ve bu durum onun içini rahatlatıyordu. Mutlu ve huzurluydu…
***
Yorum yapan herkese şimdiden teşekkür ederim.

Bayıldım çok çok güzel bir bölümdü ❤️🥰
YanıtlaSilBölüm çok güzeldi ellerine ve kalemine sağlık 😀
YanıtlaSilYine mükemmel bir bölümdü💖💖
YanıtlaSilŞu Ahmet ve erkan İn eşleri de bi ders alsalardı iyiydi
YanıtlaSilHarikaydı. Çok güzel bir bölümdü. 😊
YanıtlaSilCanım eline emeğine yüreğine sağlık yine harika bir bölüm okudum finale yaklaştıkça üzülüyorum cesurla ayşemin ismi hikayede geçtiğinde hala onların hikayelerini ne kadar severek okuduğumu hatırlıyorum sözüm oki yazarım harika yazıyorsun ve bütün kitaplarını severek okuyorum umarım her zaman kitaplarını okumak nasip olur seviliyorsun ♥️
YanıtlaSilÇok güzel bir bölümdü
YanıtlaSilElinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilEline emeğine sağlık canım harika bir bölüm olmuş
YanıtlaSilEllerine emeğine sağlık muhteşem bir bölümdü
YanıtlaSilEmeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü yalnız bölüm bildirimini göremiyorum neden
YanıtlaSilGüzel bir bölümdü. Final olduğunda üzüleceğim okumayı sevdiğim bir hikaye bbiteceği için. diğer yandan asenanın hikayesini merak ediyorum. Ve soner kısmı korkutuyor biraz tehlikeli malum. Umarım kimseye zarar vermeden yakalanır
YanıtlaSilEmeğine sağlık harikaydı yazarım keşke final olmasa daha çok okusak🥺😍Ali ve Efsun harika ya evlenmeyi bekliyorlarmis resmen😂😍 Asenayi çok merak ettim şimdi😍Sevim hanım Ahmet ve Erkan'ın eşleri ile konuşmaya gitmez inşallah kadına neler derler kim bilir bosansinlar direk
YanıtlaSilEşimle aramızda büyük bir kavgaya yol açan bir yanlış anlaşılma oldu ve o evden ayrılıp babasının evine geri döndü. Duygularımın beni ele geçirmesine izin verdim ve ondan kalıcı olarak uzak kaldım. Başka bir adamla görüşmeye başladığında işler daha da kötüye gitti ve ben bundan hiç haberim olmadı. Sorunu çözmeye ve onu eve geri döndürmeye çalıştım ve bir daha geri dönmedi. Daha sonra olup biten her şeyi öğrendim ve onunla evliliğimi düzeltmek için yardım almaya karar verdim ve bu da beni Dr. Isikolo ile iletişime geçirdi. Beklendiği gibi benim için çalıştı ve sorun çözüldü ve eşimle yeniden bir araya geldim. Dr. Isikolo'nun söz verdiği gibi 48 saat sonra eve geri döndü. Evliliğimdeki sorunumu çözdüğü için ona sonsuza dek minnettarım. Lütfen hızlı ve acil Yardım için onunla iletişime geçin, ona e-posta gönderin: isikolosolutionhome@gmail.com veya Viber'dan veya WhatsApp'tan mesaj atın: +2348133261196
YanıtlaSilÇok güzel bir bölümdü aile şimdi çok mutlu ne güzel. Ahmet ve Erkan çocuklarıyla mutlu olsunlar. Erkan belki Asena ile olabilir aileye iki değer bilen gelin gelse iyi olabilir. Kendi çocuğuna bile zarar veren insanla olmaz .
YanıtlaSilEşimle başka bir bölgede çalışırken ve yaşarken tanıştım. Evlendiğimizden beri her şey yolundaydı ta ki o başka bir eyalette zirveye çıkmaya karar verene ve orada kendisine daha yakın olan biriyle tanışana ve sonunda onunla kaçana kadar. Eve geri dönme çabalarımın hepsi boşa çıktı ve ailesi bizi yeniden bir araya getirmek için ellerinden geleni yaptı ama hiçbir şey işe yaramadı. Herkes gibi ben de Dr. Isikolo ile iletişime geçtim ve sonunda harikalar yarattı ve şimdi eşim bana geri döndü. Onunla kaçan adam tarafından hipnotize edildiği ortaya çıktı. Duygularımın beni ele geçirmesine asla izin vermediğim için mutluyum ve onunla evliliğimi bitirdim. Dr. Isikolo güçlü bir büyücüdür ve sonuçların 48 saat sonra ortaya çıkacağını söylediğinde ona güvenin. Herhangi bir yardıma ihtiyacınız varsa hemen onunla iletişime geçin: isikolosolutionhome@gmail.com veya Viber'dan mesaj atın veya +2348133261196 numaralı telefondan WhatsApp'tan yazın.
YanıtlaSilGüzel bir bölüm dü
YanıtlaSil