Umarım bölümü seversiniz, keyifli okumalar arkadaşlar...
***
“Sevim
anne bunlar çok güzelmiş, daha var mı?” Çisil’in sorusuyla bakışlar ona
dönerken genç kadın dudaklarının arasındaki salatalık turşusuyla kendisine
hayretle bakan kişilere dönmüştü.
“Neden
bana öyle bakıyorsunuz?” Sevim hanım gelinine anlayışla bakarken gülümseyerek “Sen
yemene devam et kızım, Zeynep kızıma turşu getir,” diye çalışan kıza
seslenmişti. Asaf karısına gözleri büyüyerek bakarken Efsun daha fazla
dayanamayarak elini sertçe masaya vurmuştu.
“Şuanda
tek derdiniz turşu mu? Sevim hanım az önce oğlunuzun söylediklerini duymadınız
mı?” Sevim hanım Efsun’a döndüğünde dudaklarındaki gülümseme silinmemişti.
“Duymaz
olur muyum kızım, biri gitti kaldı iki… Ah çok mutlu oldum evlatlarım, en yakın
zamanda düğünü de yaparız.”
“Anne
sen ne diyorsun?” Ali şaşkınlıkla annesine bakarken Efsun kaşlarını çatarak
genç adama bakmıştı.
“Ne
zoruna mı gitti?” Ali bu kez şaşkın gözlerini Efsun’a çevirmişti. Efsun
ağzından çıkan sözleri fark edince eliyle alnına vurarak “Sonunda bana da
kafayı yedirdiniz. Şimdi boşanma işiyle uğraşamam. Görevden dönünce hallederiz.”
Genç kız hızlı bir şekilde yemek salonundan çıkarken arkasından bakanları nasıl
bir şoka soktuğunun farkında değildi. Azra nişanlısı Engin’e yaklaşarak “Senin
haberin var mıydı?” diye sordu.
“Bana
konağın tapusu için şahit olmam söylendi, onları evlendirdiğini bilmiyordum.” Genç
adamın sözleriyle gözleri büyüyen Azra küçük kardeşine dönerek sevinçle
şakımıştı.
“Ay
sonunda seni de evlendirdik. Çok sevindim hayatım, Allah mutlu etsin.”
“Abla
sen iyi misin, kadın beni boşayacağını söyledi.”
“Sende
onu ikna etmek için elinden geleni yap. Abim sana bir yol açtı sende o yolun
kapanmasına izin verme. Hadi görelim seni,” diyen Azra Engin’e bakarak
kıkırdamıştı.
“Erhan
abin çok fena, hiç aklıma gelmezdi beni de planlarına alet edeceği.”
“Sen
dememiş miydin Efsun benim kardeşim diye, abisi olarak seni de şahit tutmuş
işte. Daha ne itiyorsun?”
“Kardeşimin
mutlu olmasını. Mutluluğu Efsun kadar hak eden birini daha tanımıyorum Azra,
kardeşim mutlu olmalı.”
Aile
üyeleri yemekte yaşadıkları şaşkınlıkla birbirine bakarken ortama yine Çisil’in
sesi yankılanmıştı.
“Ay
ne abarttınız sizde. Bu ikisi birbirini sevmiyor mu? Eniştem kavuşturdu işte,
bırakın nasıl biliyorsa öyle yapsınlar. Sende bu saatten sonra karının seni
boşanmasına izin verirsen bırak gitsin. Sevgin gerçek değildir o zaman…”
“Öyle
mi karıcım?” Asaf araya girerken Çisil ona pas vermeden annesine dönmüştü.
“Anne
ben doymadım,” dediğinde kızlardan bir hayret nidası dökülmüştü. Selcan hala
bilmiş gözlerle genç kadını süzerken konuşacağı sırada Sevim Hanım atılarak onu
durdurmuştu.
“Kaç
gündür doğru düzgün bir şey yemedin, acıkman normal kızım. Sen istersen ablanın
yanına çık ben ikinizde daha besleyici yiyecek göndereyim.”
“Tamam
anne,” Çisil küçük kız çocuğu gibi hemen yerinden kalkarak kimseye bir şey söylemeden
odadan çıkmıştı. Asaf ve diğerleri genç kadının arkasından bakarken Ali
dayanamayarak abisine çıkıştı.
“Yengemin
ayarlarını bozdun abi, ben eski yengemi görmek istiyorum artık.” Asaf da eski
karısını istiyordu. Bugün gelecek sürprizden sonra Çisil’in eski haline
dönmesini umuyordu.
***
Genç
kız odasına girdiğinde sırtını kapıya yaslayarak deli gibi atan kalbini
sakinleştirmeye çalışıyordu. Olanları düşündükçe bir yandan dehşete düşerken
diğer yandan da genç adamın itiraz edeceğini düşünerek geriliyordu. Başını iki
yana sallayarak sırtını verdiği kapıdan ayrılıp odasında dolanmaya başladı. Konağa
geldiğinden beri ona verilen odaya sadece yatmak için girmişti. Etrafa bakındığında
ilk kez odanın büyüklüğünü sorguluyordu. Sahi bu odayı neden ona vermişlerdi
ki? Kaşları çatılırken etrafı daha fazla incelemeye başlamıştı. Çift kanatlı
uzun pencereler, taş duvarları kaplayan nadide resimler ve özel yapım olduğu
belli olan mobilyalar. Bu oda onun için fazla lükstü. Düşüncelerinin farkına
varınca silkelenerek kendine gelmeye çalıştı. Şu anda daha önemli sorunları
düşünmek gibi…
Mesela
Ali bu nikahın kıyılacağını biliyor muydu?
‘O
kadar şaşkındı ki bilmesine olanak yok. Eğer bilseydi şaşkınlığı gerçekçi
olmazdı.’
Belki
de iyi rol yapıyordur!
‘Saçmalama
Efsun, senden iyi profil okuyan var mı ekipte? İyice paranoyak oldun,’ kendi
kendine sorup cevaplarken sıkıntıyla ellerini saçlarına daldırmıştı. Güzelim saçları
parmaklarının arasında can çekişirken öfkeyle kendini yatağın üzerine attı.
“Madem
evlendik, o zaman boşanma yok. Beyefendi bana katlanacak!” kendi sözleri
kulağına çalındığında hızla yattığı yerde doğrularak oturur pozisyona geçmişti.
‘Boşanmak
isterse ne yapabilirsin ki?’
“Parçalarım
küçük beyi, öyle kolay değil Efsun’u kandırarak evlenip sonra boşamak. Kırarım bacaklarını!”
“Kır
evladım bende sana yardım ederim!” Efsun duyduğu sesle hızla başını kapıda
kendisine imayla bakan kadına çevirmişti. Genç kız utançla gözlerini kapatırken
“Ne zamandır oradasınız?” diye sordu kapıda kendisine gülümseyerek bakan Sevim
hanıma. Yaşlı kadın endişelenerek kızın peşinden gittiğinde onun odasında kendi
kendine konuşup sinirlendiğini görünce kapıda durup bir süre Efsun’u izlemişti.
Genç kızın çelişkileri hoşuna giderken son sözleri duyduğunda dayanamayarak
araya girmişti.
“Ben
özür dilerim Sevim Hanım, böyle…” yaşlı kadın Efsun’un yanına giderek genç kızı
sıkıca göğsüne çekip sarılmıştı. Ayaktaki kadın beline dolanan kollarla derin
bir soluk alırken genç kızın başının üzerine dudaklarını bastırarak “Sende
benim bir kızımsın artık. Korkma, her zaman arkanda olacağım. Oğlum seni
üzmeyecek, üzerse karşısında beni bulur.”
“Ama…”
“Erhan
bir şeyleri kendi yöntemiyle halletmeyi sever Efsun. Eğer ikinizin sevgisini
fark etmeseydi asla bu ii yapmazdı. Biliyorum ki Erhan bu nikahı ayarlamasaydı
ne sen ne de Ali bir adım atmayacaktınız. İkinizde haddinden fazla gururlusunuz
kızım. Fazla gurur yapmak sevdiğini kaybetmene neden olur. Birbirinizi kaybetmeyin!”
Efsun ilk kez hissettiği anne sıcaklığıyla gözlerinin dolduğunu hissediyordu. O
ağlamazdı ki…
Sevim
hanım geri çekilerek genç kızın yüzünü avuçlarının arasına almıştı. Yaşlı kadın
o öyle samimi ve içten bakıyordu ki Efsun boğazına bir yumrunun takıldığını
hissetti.
“Ailemize
yeniden hoş geldin kızım, Allah her zaman yüzünüzü güldürsün,” dedi. Efsun utanarak
bakışlarını kaçırırken ne söyleyeceğini bilememişti. Elinden gelen tek şey
içinden kadının duasına ‘amin’ demekti. Ellerini kadının ellerinin üzerine
koyarak aşağı indirmiş, sağ elini tutarak üzerini öpüp alnına koymuştu. Sessizdi
genç kız. Sessiz ama gözleriyle konuşuyordu. Sevim hanım genç kızın başını
okşayarak odadan çıkıp giderken Efsun yutkunarak “Sevmeseydim bile sırf sen
annem ol diye oğlunla evlenirdim.” Yüzünde
oluşan buruk gülümsemeyle kendisini yeniden yatağın üzerine bırakmıştı. Öncelik
operasyon olmalıydı, nasılsa evliliğini düşünecek uzun zamanı olacaktı.
****
Genç
kadın elindeki kitabı kenara bırakarak sıkıntıyla nefesini dışarıya verişti. Sıkıntıdan
patlamak üzereydi. Kocası yataktan çıkmasına izin vermiyordu ve bu durum iyice
canını sıkmaya başlamıştı. Üstelik çocukları da çok uzun göremiyordu.
“Çocuklarımı
özledim,” diye hayıflanırken odasının kapısı açılarak elinde meyve suyuyla bir
adet Erhan ağa teşrif etmişti. Yüzünü asarak başını diğer tarafa çevirdiğinde
Erhan gülümseyerek karısının kendisini görmesi için önüne geçmişti. Çisem bu
kez başını diğer tarafa çevirdiğinde Erhan gülerek konuştu.
“Ne
o hanım ağam bana küstü mü?”
“Konuşma
benimle, beni tıktın bu odaya kendin fıldır fıldır dolaşıyorsun.”
“Ama
Hanım ağam, biliyorsun doktor dinlenmeni söyledi.”
“Yorulmuyorum
ki dinleneyim. Çocuklarımı bile göremez oldum. Stresten bu çocuğu erken doğurayım
mı istiyorsun?”
“Allah
korusun hayatım. Oğlum ne kadar kalması gerekiyorsa o kadar kalsın içeride. Size
bir şey olursa ben ne yaparım. Hem Serdar da aynı şeyi söylemedi mi? Yataktan çıkmayacaksın.”
“İlla
odamda mı yatmalıyım. Hastaneden çıktığımdan beri insan yüzü görmedim. Kimsenin
aklına da gelmiyorum, annem ve Çisil dışında kimse beni görmeye gelmiyor. Ben annemi
özledim,” diyen kadın birden ağlamaya başladığında Erhan elindeki bardağı
komodinin üzerine koyarak hızla karısına sarılmıştı.
“Ağlama
hayatım, söz biraz daha iyi olunca doktora ayağa kalkıp kalkamayacağını
soracağım.”
“Söz
verdin bak, en fazla iki gün daha bu yatakta hapis yatarım.”
“Tamam
dedim ya… Hadi sen şunu iç sonra çocukları buraya getireceğim.” Genç kadın
meyve suyunu içerken Erhan aşkla karısına bakıyordu. Hala Çisem ile şu
hallerine inanamıyordu. Bu yola çıktığında aradığı aşk ya da gerçek bir eş
değildi. Onun istediği kızına bir anne, aşiretin ağzını susturacak bir eşti.
“Seni
seviyorum biliyorsun değil mi?” Çisem gelen itirafla duraksamıştı.
“Nereden
çıktı bu? Yoksa bir kabahat mi işledin?” Erhan karısının kaş çatarak sorduğu
soruyla kahkahasını engelleyememişti.
“Şuna
bak, karıma onu sevdiğimi bile söyleyemiyorum. Hemen şüpheleniyorsun,”
dediğinde Çisem yüzünü asarak kucağında bağladığı ellerine bakmıştı.
“Ne
bileyim sen sözlerle sevdiğini belli etmezsin. Alışkın değilim,” dedi. Erhan yatağa
oturarak sırtını karısı gibi yatak balığına yaslayıp genç kadını göğsüne
çekmişti.
“Bu
sözleri her zaman söylemediğimi biliyorum Çisem, sadece bilmeni istiyorum. Hissetmeni…
Sana olan bağlılığımı, sevgimi görmeni istiyorum. Senin için, çocuklarım için
yapamayacağım şey yok. Bunu sakın aklından çıkarma tamam mı?”
“Sende
aklından çıkarma o zaman. Sana olan sevgimi, çocuklara olan sevgimi sakın unutma.
Sizler benim hayatımsınız. İleride ne olur bilmiyorum ama çocuklarım ve sen her
zaman benim önceliğim olacaksınız.” Genç kadın başını iyice kocasının göğsüne
yaslarken odanın kapısı açılarak içeriye söylene söylene Çisil girmişti.
“Ay
çok özür dilerim. Enişte sen aşağıda değil miydin?” genç kadın arkasını dönerek
söylenmesine devam ederken genç adam gülerek yerinden kalkmıştı.
“Yine
kim kızdırdı seni baldız?” Çisil adamın sesini yakından duyunca arkasını
dönerek kaşları çatılı bir şekilde genç adama bakmıştı.
“Senin
o ruhsuz kardeşin beni deli ediyor. Neyse sen neden buradasın ki?”
“Nerede
olayım Çisil, burası benim odam. Odama kapıyı çalmadan sen girdin.”
“Bende
akıl mı kaldı. Neyse gediğime göre sen gidebilirsin.” Genç kadın adamı
odasından kovarken Çisem sessizce onları dinliyordu. Anlaşılan kız kardeşi yine
esereklenmişti. Erhan sorarcasına karısına bakarken genç kadın çıkması için
başını sallamıştı.
“Şu
hale bak, karımla iki dakika yalnız kalamıyorum. Çok yorma ablanı Çisil,
biliyorsun dinlenmesi gerek.” Çisil genç adamı onaylarken Erhan’ın odadan
çıkmasıyla kendisini ablasının yanına atmıştı.
“Çisil
daha dikkatli davranmalısın, bebeğini düşün.” Genç kadının bir eli karnına
giderken derin bir nefes almıştı.
“Bugün
ilk kez aş erdim abla, kahvaltıda koca bir tabak turşu yedim ve kocam olacak
adam bunu fark etmedi bile.”
“Saçmalama
Çisil, Asaf elbette farkındadır ancak tepkinden korkmuştur. Hem ne zaman söyleyeceksin
bebeği?”
“Şimdi
değil. Sevim anne anladı hamile olduğumu.” Çisem gülerek hayıflanan kardeşine
bakmıştı. Uzanarak elini kardeşinin karnına koyarken iç çekerek “Hala anne
olacağına inanamıyorum Çisil. Senin şu anda kocanın desteğine ihtiyacın var. Böyle
yapma. Fark etmedim sanıyorsun ama eskisi gibi davranmıyorsun. Kabuğuna çekildin,
kocana ceza verirken kendine de veriyorsun.”
“Kimseye
ceza verdiğim yok. İçimden gelmiyor sadece…” Çisem kardeşinin karnını okşarken
gülerek konuşmuştu.
“Yeğenim
doğduğunda seni şikayet edeceğim. Annesinin o güzel kahkahasını bizden
sakladığını söyleyeceğim. Karnındaki bebek canlandı Çisil, seninle iletişim
kurabilir. Ona annesinin ne kadar neşeli bir kadın olduğunu göster.”
“İçimden
gelmiyor abla, elimde değil. Annemi çok özledim.”
“O
zaman ara konuş, neden kadını endişede bırakıyorsun?” genç kadının gözleri
dolarken başını iki yana sallamıştı.
“Yapamam,
onları arayamam. Eğer yaparsam Asaf’ın ilerde yine aynı şikayetleri edeceğini
biliyorum. Ben değil, o ailemi bana getirecek.”
“Çok
inatsın biliyorsun değil mi? Asaf ya annemleri hiç çağırmazsa?”
“O
zaman beni sevdiğine inanmam. Kocamı seviyorum… Ama ailemi de seviyorum. Neden aralarında
tercih yapmak zorundayım ki? Erhan eniştem sana aynısını söylüyor mu? Abimi aradın
diye sana kızıyor mu?”
“Asla,
Erhan aileme olan sevgimi biliyor.” Çisem dilini ısırarak kardeşine bakmıştı. Biliyordu
ki kardeşi bu sözlerden sonra kocasına daha da kinlenecekti.
“Gördün
bak…” Çisil gözünden akan yaşı silerken dışarıdan gelen sesle duraksamıştı. Genç
kadın yerinden kalkarak sesin geldiği tarafa yönelmişti. Yatak odasından salon
olarak kullanılan alana girdiğinde çocuklarla ilgilenen kıza sormuştu.
“Ne
oluyor Zeynep, neden çocuklar bağırıp duruyor?” Zeynep Çisil’in sorusuyla ona
dönerek gülümsedi.
“Küçük
kız dayısını görünce sevinçten bağırdı hanımım.”
“Dayısı
mı? Hangi dayısı?” Çisil merakla özel daireden çıkıp çocukların neşeli bir
şekilde koştukları adama bakmıştı.
Abisi!
Genç kadının gözleri dolarken büyük arabadan inen anne babasını görünce gözleri
iyice nemlenmişti. Ailesi gelmişti. Kocası ise annesinin elini öperek onları
karşılıyordu. Genç kadın gözleri nemli bir şekilde merdivenlerden aşağıya
inerken oldukça yavaş hareket ediyordu. İçindeki fırtına annesine koşup
sarılmasını söylese de ayaklarında tonlarca yük varmış gibi hareketleri kısıtlanmıştı.
“Çisil,
yavrum!” genç kadın annesinin seslenmesiyle daha fazla dayanamayarak hızla
kendini kadının kollarına bırakmıştı. Yaşlı kadın ağlayan kızını
sakinleştirmeye çalışırken genç kadın başını annesinin boynuna gömerek mis gibi
kokusunu derince içine çekiyordu.
“Anne
çok özledim…” genç kadın şiddetli sarsılırken Asaf kendine lanet etmekle meşguldü.
Karısının ailesinden ayrı kalmasına neden olduğu için kendine kızarken Servet Bey
araya girerek kızına selendi.
“Çisil,
kızım bize hoş geldin demek yok mu?” genç kadın babasının sözleriyle bu kez
yaşlı adama sarılırken ağlaması sakinleşmeye başlamıştı.
“Çok
özledim…” başını babasının göğsüne gömerken bir yandan da gözünden akan yaşları
saklamaya çalışıyordu.
“Kızıma
ne yaptın, neden bu kadar zayıfladın sen?” Servet bey kaşlarını çatarak kızına
bakmıştı. Olanlardan elbette haberi vardı. Damadına kızsa da genç adamın da
kendine göre sebepleri olabileceğini düşünmüştü.
“Nasıl
geldiniz, neden haber vermediniz?”
“Asaf
çağırdı kızım, sen telefonları açmayınca annen onu aradı. Karımı çok korkuttun,
hesabını ayrı soracağım bilesin.”
“Anne!”
genç kadın yeniden annesine sarılırken Sevim Hanım araya girerek konuşmuştu.
“Kızım
bırak ailen içeri girsin, yorulmuş olmalılar.”
“Sevim
anne bak annemler geldi,” dediğinde Asaf’ın içi ezilmişti. Karısı küçük çocuk
gibi ailesinin geldiğine sevincini gösteriyordu.
“Gözün
aydın kızım, hadi içeri geçelim. Hoş geldiniz Ayşem, bilseydik hazırlık yapardık.”
Sevim hanım oğluna ters bir bakış atarken Ayşem Hanım gülümseyerek kadına cevap
vermişti.
“Yabancı
mıyız Sevim, ne hazırlığı?” iki yaşlı kadın birbirine sarılarak gülmüştü.
Servet bey Hikmet beyle selamlaşırken Cesur Asaf’ın yanına yaklaşarak “Kıskançlığın
dindi mi?” diye sordu. Asaf homurdanırken Cesur gülerek başını iki yana sallamıştı.
“Gereksiz
bir çıkıştı Asaf, yirmi yıldan fazla ailemden, kardeşlerimden ayrı kaldım. Çisil
de Çisem de çocukken bana çok düşkündü. Abileri olarak birden ortadan
kayboldum. Bu onları sarsmış olmalı. Geri geldiğimde aradaki yılları kapatmak için
ne kadar çalışsak da bu mümkün değil. Onca yıl, okul hayatlarını,
ergenliklerini kaçırdım. Belki ilk sevdaya düştüklerinde anlatacakları
heyecanlı anları kaçırdım. Bu yüzden aramıza girmeye çalışman sadece bizi
değil, onları da mutsuz eder.”
“Farkındayım,
özür dilerim.”
“Benden
değil, karından özür dile. Çisil eskisi gibi davranmıyor sana farkında değil
misin? Şu birkaç dakikada bunu ben bile anladım.”
“Farkındayım
ve bu beni çaresiz bırakıyor.” Cesur genç adam için üzülmüştü.
“Merak
etme, yakında eski haline döner. Annem ona panzehrini verir.” Asaf buruk bir
şekilde gülümserken diğer aile üyeleri de gelen misafirleri öğrenince onları
karşılamak için odalarından çıkmıştı. Çisem ailesinin geldiğini öğrenince mutlu
olsa da yerinden kalkamamıştı. Erhan annesini genç kadının yanına getirdiğinde Çisem
duygulanarak ağlamaya başlamıştı. Ayşem hanım kızını yatakta görünce
endişelense de iyi olduğunu öğrenince endişesi geçmişti. Olanları onlara haber
vermedikleri içinde bir güzel azarı yemişlerdi.
Akşam
yemeği için Erhan karısını kucağına alarak yemek salonuna taşırken Çisem
oldukça mahcup bir şekilde babasına bakmıştı. Servet bey kızını görünce
yerinden kalkarak ona doğru ilerlemişti. Genç kadını masadaki yerine oturtan
kocası ayağının altına da küçük bir tabure yerleştirmişti.
“Buna
gerek yoktu Erhan, babamlara ayıp oldu.”
“Kimseye
ayıp olmadı Çisem, ayaklarını uzatman gerek. Hem abinde böyle olmasını istedi.”
Çisem abisine bakarken yanına gelen babasını fark edince uzanarak adamın elini
öpmüştü.
“Hoş
geldin baba, karşılayamadım sizi…” yaşlı adam kızının yanaklarını öperken derin
bir iç çekmişti. Yaşlanıyordu ve kızlarının bu halleri onu duygulandırıyordu.
“Sen
iyi ol da ben her zaman yanına gelirim.” Çisem gülümseyerek babasına sarılırken
yaşlı adam duygulanarak kızının başını öpmüştü.
“Kıskanıyorum
ama…” Çisil araya girerken Servet Bey ona kaşlarını çatarak bakmıştı.
“Sen
çok konuşma kızım. Sana kızgınız bilesin. Bu halin ne? Ne yaptın kendine?” Çisil
bakışlarını kaçırırken bu kez Asaf’a dönmüştü adam. “Kızıma böyle mi bakıyorsun
damat? Ne kadar zayıfladı görmedin mi?” Asaf yediği azarla yüzünü asarken
adamın haklı olmasından dolayı sessiz kalmıştı.
“Onun
kabahati değiş baba, ben son dönemde yemek yiyemiyorum.” Çisil gözlerini
kaçırırken Sevim Hanım gelininin zorlandığını anladığında araya girmişti.
“Bu
aylarda zayıflaması normal Servet Bey, birkaç ay sonra istemese de kilo alacak
zaten.” Ayşem hanım kadının sözleriyle heyecanla kızına dönerken bir doktor
olmanın verdiği tecrübeyle Servet beyde olayı hemen anlamıştı.
“Anne
Çisil neden kilo alsın ki? O her zaman zayıftı!” dediğinde Cesur gözlerini
devirerek kardeşine bakmıştı. Anlaşılan kocasına hala hamile olduğunu söylememişti.
“Yeğenim
nasıl, seni zorluyor mu?”
“Yeğenin
mi?” Asaf merakla karısına bakarken Çisil bakışlarını kaçırarak kendisine gülümseyerek
bakan diğer aile üyelerine bakmıştı.
“Ay
yenge gerçekten mi? Hamile misin?” Gül sevimli bir şekilde şakırken Asaf
şaşkınlıkla genç kadının yanına ulaşmıştı. Karısının önüne çökerek gözlerinin
içine odaklandığında heyecanla sormuştu.
“Hamile
misin?” Çisil omzunu silkerek başını salladığında, Asaf gözleri büyüterek
karısına bakarken birden önünün karardığını hissetmişti.
“Asaf?”
“Sen,
hamilesin, baba olacağım!” genç adam kendi kendine söylenirken birden yeri
boylamıştı. Çisil telaşla yerinden kalkıp bayılan kocasının başına çökerken
Cesur ikiliye kahkaha atarak gülmüştü. Hikmet bey aldığı güzel haberle etrafa
haber salıp kurban kesmelerini isterken Çisem kocasına sığınarak gülmüştü.
“Kardeşin
bayıldı, şunu kameraya alın!”
Genç
kadının sözleriyle Azra hemen ikizini videoya almaya başlamıştı. Tebrikler, tatlı
telaşlar, mutlu sesler, gülen yüzler… Günay ailesi uzun zaman sonra hiç
olmadığı kadar mutlu bir akşam geçiriyordu.
***
Son bölümlerde yorumlar düşmüş. Yorumlar düşünce bendeki yazma isteği de düşüyor. :(

Emeğine sağlık harikaydı yazarım ♥️Asaf akillandi sonunda ama o bayılma neydi ya😂ay Çisil hamile olduğunu belli etti resmen turşu ile ama anlamadı Asaf😂 Efnan evlendiğine nasıl sevindi ama belli etmek de istemiyor 😅ama bosanmam demesi şaşırttı beni😂
YanıtlaSilHer hikayeniz bir birinden güzel ancak sevgiye susamış kalpler ayrı bir tat ve lezzet harika bir bölümdü teşekkürler ❤️🥰🌹
YanıtlaSilMerakla bekliyordum bölümü. Kardeşlerin mutlu olması çok güzel. Umarım diğer 2 kardeş de hatalarını anlayıp kendilerini tüm ailesine affettirebilir. Asaf’ın Çisilin hamileliğini bu şekilde öğreneceğini düşünmemiştim. Yalnız olduklarında Çisil söyler diyordum ama böyle daha güzel olmuş. Bayılma kısmı en azından Asaf’ı affetmeyi biraz daha kolaylaştıracak gibi gözüküyor.
YanıtlaSilAsaf bayılmak nedir ama tabi onca gerginlikten sonra bayılması normal
YanıtlaSilAma hanım ağamın çocuğunun erkek olduğunu fitne eltiler duyunca ne yapacak bakalım
YanıtlaSilEllerine sağlık sevgili yazarım muhteşem bir bölümdü yine
YanıtlaSilYazarım çok güzel bir bölümdü emeğine sağlık ama çabucak bitiyo sanki 😊
YanıtlaSilGine güzel bir bölüm olmuş bakalım eltiler ne yapıcak
YanıtlaSilCanım yine harika bir bölüm okudum eline emeğine yüreğine sağlık
YanıtlaSilYazarcım eline emeğine yüreğine sağlık yine harika bir bölüm yazmışsın yeni bölümü merakla bekliyorum🌹🌹🌹
YanıtlaSilAsaf bu sana ders olsun
YanıtlaSilEllerine yüreğine sağlık canım, bütün kardeşler evlendi geriye iki kaldı bakalım onlar nasıl evlenecek,Asaf şok geçirdi, yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum
YanıtlaSilEşimle aramızda büyük bir kavgaya yol açan bir yanlış anlaşılma oldu ve o evden ayrılıp babasının evine geri döndü. Duygularımın beni ele geçirmesine izin verdim ve ondan kalıcı olarak uzak kaldım. Başka bir adamla görüşmeye başladığında işler daha da kötüye gitti ve ben bunu hiç bilmiyordum. Sorunu çözmeye ve onu eve geri döndürmeye çalıştım ve bir daha geri dönmedi. Daha sonra olup biten her şeyi öğrendim ve onunla evliliğimi düzeltmek için yardım almaya karar verdim ve bu da beni Dr. Isikolo ile iletişime geçirdi. Beklendiği gibi benim için çalıştı ve sorun çözüldü ve eşimle yeniden bir araya geldim. Dr. Isikolo'nun söz verdiği gibi 48 saat sonra eve geri döndü. Evliliğimdeki sorunumu çözdüğü için ona sonsuza dek minnettarım. Lütfen hızlı ve acil Yardım için onunla iletişime geçin, ona e-posta gönderin: isikolosolutionhome@gmail.com veya ona WhatsApp'tan yazın: +2348133261196
YanıtlaSilO kadar güzel bir hikayesi var ki kitabın, bölüm okurken yeni bölüm ne zaman gelir diye düşünüyorum. Yeni bölüm çabuk gelir inşaallah.
YanıtlaSilEfsun sonunda Ali'ye ince ince çektirecek :) Sevim hanım çok naif şefkatli bir kadın. Çişil hamileliği asafi bayağı zorlayacak gibi.
YanıtlaSilErhana bile kendi odasında posta koydu odasından attı:)))
Asaf ya nasıl küt diye bayıldın artık ailenin dilinden kurtulamazsın:)
Benim kayinvalidem de sevim hanım gibiydi Allah rahmet eylesin herkese nasip etsin inşallah Çisil bence iyi yaptın bu erkekler bazı şeyleri gec anlıyorlar ama sonu güzel bitti emeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü yazarcım
YanıtlaSilBayılan Asaf mı ahaha çok komikler ya . Asafın hatasını anlamasına sevindim. Ailenin gelmesi de güzel oldu
YanıtlaSil