Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayım. Bölümü ben yazarken çok sevdim. Umarım sizde okurken seversiniz. Bundan Sonra her hafta sonu bölüm gelecek. Ölüm kalım olmadığı sürece hikaye final yapana kadar bu kadar uzun ara vermeyeceğim. Keyifli okumalar!
***
Konakta
bir süredir oldukça sakinlik yaşanıyordu. Herkes günlük işini yapıyor, işine
gidip akşama konağa dönerek vakit geçiriyordu. Hanım ağalarının düşük tehlikesi
atlatması tüm çalışanları daha bir dikkatli olmaya teşvik etmişti. Erhan
karısının üzerine titriyor, şirkete gitse de Çisem’in biran olsun yalnız kalmasına
izin vermiyordu. Hamileliğin son zamanlarını yatakta geçirmesi gereken genç
kadının şüphesiz en büyük destekçisi bir aydır yanında olan kız kardeşi Çisil’di.
“Daha
ne kadar burada kalacaksın? Ne zaman işine döneceksin?” Çisem orta sehpadaki
meyve suyunu alıp kendisine uzatan kız kardeşine endişeyle bakmıştı. Çisil bir
süredir eskisi gibi değildi. Gülmüyor, şaka yapmıyor kimseyle uzun süre sohbet
etmiyordu. Üstelik hamile olduğunu hala kimseye söylememişti.
“Benden
sıkıldın mı?”
“Neden
bahsettiğimi biliyorsun Çisil, benim eski kardeşime ne oldu? Nerede o neşeli,
cıvıl cıvıl olan kadın? Asaf’la konuşmuyor musunuz?”
“Elbette
konuşuyorum abla, sadece seni yalnız bırakmak istemiyorum.”
“Beni
bahane etme Çisil, annemle konuştum. Bir aydır onları da arayıp sormamışsın. Kadın
meraktan öldü!”
“Bir
süre böyle olması gerekiyor. Ona iyi olduğumu söyle. Dönünce onları ziyaret
edeceğim.” Çisem kaşlarını çatarak genç kadına baktı.
“Neler
oluyor Çisil, bu sen değilsin. Sen günde iki kez annemi arayıp konuşmadan
duramazdın. Birden arayıp sormayı kestin. Üstelik şu haline bak. İçine kapandın,
konuşmuyor gülmüyorsun.”
“Konuşuyorum
ya abla,” Çisil hastanede uzun uzun düşünmüştü. Kocası ailesiyle sık
görüşmesinden madem rahatsızdı o zaman ona gösterecekti. Karısının ailesi
olmadan boş bir kabuğa döndüğünü gösterecekti. Tüm neşesini annesinden aldığını…
Asaf’la elbette konuşuyor, eşlik görevlerini yerine getiriyordu. Onunla ilgileniyor
ancak eskisi gibi şakalaşıp gülmüyordu. Kocası bile bile yüzündeki gülümsemeyi
soldurmuştu. Üstelik evlendiklerinde kocasından ailesiyle arasına girmemesi
için teminat bile almışken böyle davranması Çisil’in canını çok yakmıştı.
“Çok
zayıfladın, korkarım bu halin bebeğe zarar verecek.”
“Endişelenme
abla, bebeğimde bende iyiyiz. Annemleri çok özledim ama bir süre dayanmak
zorundayım. Şu anda annemi arayıp sesini duyamam. Eğer sesini duyarsam
dayanamam kocamı boşarım.” Çisem şaşkınlıkla kardeşine bakarken ne olduğunu
anlamaya çalışıyordu. Ne olduysa o hastanede yatarken olmuş olmalıydı. Kardeşi gözünün
önünde gün geçtikçe eriyor ama ona destek olamıyordu. Öfkeden göğsü inip kalkarken
elleri iki yanda yumruk olmuştu.
“Annemleri
aramamanın Asaf’la ne ilgisi var?”
“Önemli
değil abla, sonra konuşuruz. Şimdi dinlenmelisin.” Çisil biten bardağı tepsiye
koyarak odanın kapısına yönelmişti. Çıkmadan önce “Beni düşünme abla. Unuttun mu
ruhsal sağlık benim işim. Nasıl bir ruh halinde olduğumu biliyorum. Anneme iyi
olduğumu bir süre daha onunla konuşamayacağımı söyle. Nedenini abime ya da
Serdar’a sorsun onlar cevaplayacaktır.”
“Serdar’ı
bile bildiği ama benim bilmediğim ne oldu Çisil?”
“Dinlen
abla, ben iyiyim. Daha da iyi olacağım.” Çisil cansız gözleriyle odadan
çıkarken oldukça üzgündü. İnat kocası yüzünden ailesiyle konuşamıyordu. Ama ona
gününü gösterecekti.
“Yenge
aşağıda kahve içeceğiz sende bize katılır mısın?” Gül’ün seslenmesiyle genç
kadın ona bakmıştı. Ali ve Azra da yanındaydı.
“Size
afiyet olsun, ben biraz dinleneceğim.” Kardeşler arkasını dönüp giden kadının
ardından şaşkınlıkla bakarken Azra şüpheyle iki kardeşine bakmıştı.
“Son
günlerde Çisil’in eskisi gibi olmadığını düşünen bir tek ben miyim? Bir aydır
konaktalar ama daha doğru düğün güldüğünü görmedim.”
“Bende
aynısını düşünüyordum. Abimle kavga mı ettiler acaba? Ama öyle olsaydı
konuşmazlardı.”
“Hiç
mi fark etmedin, abimle de eskisi gibi konuşmuyor. Çisil yengelerimizin en deli
dolu olanıydı. Her zaman gülen kadın şimdi değil gülmez kimseyle doğru düzgün
muhatap bile olmuyor.”
“İki
gün önce dışarı çıkalım dedim kabul etmedi.”
“Geçen
gün beni de kabul etmedi.”
“Geldiklerinden
beri konaktan çıktığını görmedim.” Ali iki ablasının konuşmalarını sessizce
dinlerken sonucun Asaf’a bağlandığının farkındaydı. Gözünün önüne hastanede
Asaf’ın Çisil’i abisine haber verdiği için azarlaması gelmişti.
“Yok
yapmamıştır!” Ali kendi kendine söylenirken Azra gözlerini kısarak ona baktı.
“Kendi
kendine ne konuşuyorsun? Bir şey biliyorsan bize de söyle. Çisil’in eskisi gibi
olması için elimizden geleni yaparız.”
“Önce
ben bir anlayayım size de söylerim.” Ali yerinden kalkarak öfkeli adımlarla
merdivenlere yönelmişti. Ağabeylerinin çalışma odasında olduğunu biliyordu. Hızlı
adımlarla hedefine doğru ilerlerken hiç beklemeden çalma gereği bile duymadan
odaya dalmıştı.
“Yengeme
ne yaptın?” Ali kızgın bir şekilde abisine bakarken Asaf’ı tekli berjere çökmüş
başı aşağıda elindeki telefonu sıkarken bulmuştu. Asaf kardeşinin sesini
duyunca kızarmış gözlerle başını kaldırarak Ali’ye bakmıştı.
“Yengen!”
“Evet
yengem, ona ne yaptın? Çisil doğru düzgün konuşmuyor, gülmeyi bırak kimseyle oturup
sohbet etmiyor. Sadece ev işi yapıp ablasıyla ilgileniyor. Karına ne yaptın da
bu hale geldi. Nerede bizim neşeli yengemiz?” Asaf buruk bir şekilde
gülümseyerek kardeşine bakmıştı. O da farkındaydı Çisil’in eskisi gibi
olmadığının. Karısı odalarında bile ona gülümseyerek konuşmuyordu. Bir şey istediğinde
robot gibi ‘tamam’ diyerek yerine getiriyordu. Yatarken kendisine sırtını
dönerek uyuyordu. Çisil evlendiklerinden beri ona sokularak uyumayı severdi. Bir
aydır karısının gülen yüzüne cıvıltılı sesine hasretti. Ali abisinin iyi
durumda olmadığını fark edince ağır adımlarla ona yaklaştı.
“Ne
oluyor abi, kavga mı ettiniz?”
“Keşke
kavga etseydik. En azından bir şeyler fırlatır hırsını çıkarırdı ama o
sessizliğe gömüldü. Az önce Ayşem annem aradı. Kızını merak ettiği için beni
aradı. Çisil annesinin aramalarına cevap vermiyormuş. Kadın endişeden zor
konuştu. Çisil’e bir şey olduğunu kendisine söylemediğimizi düşündü. Hayatımda tanıdığım
en zarif ve iyi niyetli kadın neredeyse ağlayarak kızını sordu ve bunların
hepsi benim yüzümden.” Asaf’ın yanağından aşağıya akan yaşla Ali yutkunurken
başını iki yana salladı.
“Ne
yaptın?”
“Başı
her sıkıştığında ailesine koşmasından hoşlanmadığımı söyledim. Beni ezdiğini düşündüm.
Ama karımın neşesinin ailesinden geldiğini göz ardı ettim. Çisil’i bir başına
kimsesiz bıraktım.”
“Saçmalama
abi… Sen ne güne duruyorsun?”
“Ailesiyle
ben bir değilim Ali, Çisil annesini günde iki kez aramadan duramazdı. Babasına nazlanmadan
yaşayamazdı. Benim karım her fırsatta ağabeyinin sevgisine aç olduğunu
söylerdi. Yirmi yıldan fazla ağabeyini görmeyen karımdan artık abisini her sıkıştığında
aramamasını söyledim. Üstelik onu arasa da her zaman bana sığındığını bildiğim
halde. Sadece orada olduklarını, başı sıkıştığında yanında ailesinin olacağını
bilmek istediğini kavrayamadım. Karım benim yüzümden ailesiyle arasına mesafe koydu.
Onun sevinç kaynağını elinden aldım.”
“Geç
değil, onu ailesine götürebilirsin.”
“İstemez
ki! Şimdi ona ailene gidelim dersem beni boşar!” Asaf acı bir şekilde gülerken
Ali başını iki yana sallamıştı.
“Ne
manyak bir çiftsiniz anlamadım ki. Birbirini çok sevenler böyle oluyor demek ki.”
“Seni
sevince göreceğiz.”
“Benim
sevdiğim kadın kendini mutlu eden her şeyi yapacak. Bende ona destek olacağım. Sırf
kendi bencil isteklerim için onun hayatına müdahale etmeye niyetim yok. Bana düşen
sadece onun önüne çıkan zorlukları ellimden geldiğince yok etmek.”
“O
zaman git bunları Efsun’a söyle. O kızı seviyorsun ama bir hamlede
bulunmuyorsun. Ne bekliyorsun duygularını açmak için?”
“Benim
sevmem yetmiyor abi, Efsun beni sevmiyor. Sevseydi biran düşünmez duygularımı
söylerdi. Sevdiğinin seni sevmesi büyük lütuf, bunu kaybetmeyin. Ben şansımı
kaybettim, ama sen evliliğini kurtarabilirsin. Eğer onu götüremiyorsan ailesini
buraya getir. Eminim çok mutlu olacaktır. Keşke Efsun’un ailesi yaşasaydı da
her zaman onlarla vakit geçirseydi. Aile büyük nimet abi, onların arasına
girme.” Genç adam abisinin omzunu sıkarak kapıya yöneldiğinde kapının altından
geçen gölgeyle kaşlarını çatmıştı. Biri onları mı dinlemişti yoksa ayak gölgesi
bir tesadüf müydü? Odadan çıktığında etrafına bakınsa da kimseyi görememişti. Zaman
geç olmuştu işe gitmek yerine dosyalarını odasında incelemeye karar vermişti.
Genç
kadın elindeki belgeyi öfkeyle sıkarken sakinleşmek için bildiği tüm yöntemleri
denemişti. Poligona gidip atış yapmış, devreleriyle mindere çıkıp dövüşmüş, pistte
canı çıkana kadar koşmuş ama yine sakinleşememişti. Sakinleşemeyeceğini anladığında
arabasına atladığı gibi konağın yolunu tutmuştu. Hesaplaşması gereken kişiler
vardı. Resmen onu aptal yerine koymuşlardı.
Arabası
konağa ulaştığında hızla inerek çalışan kişilere Erhan ağayı sormuştu. Ancak aldığı
cevapla ikinci hedefi olan Ali’yi sormuş çalışma odasında olduğunu öğrenince
sinirle oraya doğru ilerlemişti. Kapıyı açacağı sırada adının duyunca eli kapı
kolunda asılı kalmıştı. Genç adamın sözleri Efsun’un içini acıtırken kanındaki
öfkenin yavaş yavaş yok olduğunu hissetmişti. Elinde sıkıca tuttuğu belgeyi
daha da sıkarken Ali’nin belgeden haberi olmadığını anlamıştı. Genç adamın sevgisini
iliklerine kadar hissederken ailesi hakkında söyledikleri yanağının ıslanmasına
neden olmuştu. Anne babası yaşasaydı nasıl olurdu bilmiyordu ama babasının ailesinin
onu kabul etmeyeceğine emindi. Konuşmanın kesilmesiyle hızla oradan uzaklaşmıştı.
Odasına doğru giderken yeni hamlesi için plan yapmalıydı.
“Efsun
kızım ne zaman geldin? Aç mısın kızlar sana yemek hazırlasın.” Sevim hanım genç
kızı görünce seslenmişti. Üst balkonda oturmuş konağın sessizliğini dinliyordu.
Naz’ın düğününden sonra konak boşalmıştı. Oğulları karılarını alarak konaktan
ayrılmıştı. Sadece Çisil ve Asaf geride kalmıştı. Yakında Azra’da evlenip
yuvadan uçacaktı. Sevim hanım kendi çocukları hariç en fazla endişelendiği kişi
Efsun’du. Genç kızın mesleği tehlikeliydi, bir başına her şeye koşuyordu. Ona baktıkça
içini sıcak bir his kaplıyordu. Allah biliyor ya Ali ile evlenmesini çok
istiyordu. Ali’si güzel severdi, Efsun’u da güzel seveceğine emindi. Kendisine doğru
gelen kızla gülümseyerek ona baktı.
“Teşekkür
ederim Sevim Hanım, gelmeden önce yedim.”
“Bugün
erken geldin, yorgunsan akşam yemeğine kadar dinlen kızım. Ben seni kaldırırım.”
Yaşlı kadın o kadar samimi konuşuyordu ki Efsun ister istemez onu seviyordu. Alışık
olmadığı duygular bocalamasına neden oluyordu. Engin ve ailesi dışında ona
sıcak davranan pek kimse olmamıştı.
“Çok
yorgun değilim. Aslında hazır sizi görmüşken söylemek istediğim bir şey vardı. Gelecek
hafta ananemin doktor kontrolü vardı. Ben o zaman operasyonda olabilirim. Siz hastaneye
götürebilir misiniz? Eğer müsait olursam ben de götürebilirim.”
“Elbette
kızım, sen merak etme. Selcan hala ailemizin büyüğü, ona bakmak bizim görevimiz.”
“Teşekkür
ederim.” Genç kız geri dönerken yerinde durarak konuşmuştu. “Çocuklarınız çok
şanslı, sizin gibi anneleri var. Umarım farkındadırlar.” Efsun kadının bir şey söylemesini
beklemeden hızla oradan uzaklaşmıştı. Sevim hanım ardından gülümseyerek
bakmıştı.
***
Genç
adam odasına girdiğinde karısının uyuduğunu görünce endişelenerek yatağa
yaklaşmıştı. Elini karısının alnına koyarken ateşinin olmaması rahatlamasına
neden olmuştu. Karısı gün içinde asla uyumazdı. Çisil’in huyları iyice
değişmişti. Fark ettiği diğer bir gerçekse karısı şu bir ay içinde oldukça zayıflamıştı.
Üzgün bir şekilde karısının yanına uzanırken Çisil dönerek başını kocasının
boynuna gömmüştü. Asaf kollarını genç kadına dolarken onun bilinçsizce yaptığı
hareketi ne kadar özlediğini düşünüyordu.
“Özür
dilerim hayatım, ben böyle olsun istememiştim.” Sessizce fısıldarken sesi o
kadar üzgün çıkmıştı ki karısının uyandığının farkında bile değildi.
“Özür
dilerim, sana unları yaşattığım için beni affetme. Seni paylaşamadığım için
özür dilerim. Ama söz her şeyi düzelteceğim. Eski Çisil’imi geri kazanacağım. Karımı
özledim, sesini, kahkahalarını çok özledim. Seni çok seviyorum hayatım…” Çisil
adamın her bir sözünü duysa da tepki vermemişti. O da ailesini çok özlemişti. Neyse
ki kocası bazı şeyleri erken kavramaya başlamıştı. Ancak Asaf adım atmadan o
ailesine karşı bir adım atmayacaktı. Ne kadar zorlansa da bunu yapacaktı. İlerde
olabilecek başka olumsuzlukların önüne geçmek için kocasının bazı gerçekleri kavraması
için ailesinden uzak durması gerekiyorsa yapacaktı. Nasıl ki Asaf ağabeyini her
sıkıştığında arayıp yardım isteyebiliyorsa aynı hakkın Çisil’in de olduğunu
kavramasını sağlayacaktı. Kıpırdanarak başını iyice özlediği kokunun kaynağına
sokarken derin bir iç çekmişti. Asaf onun hala uyuduğunu düşünerek alnına dudaklarını
değdirirken bir süre sonra kendisi de uykuya dalmıştı.
“Yenge,
abi kalksanıza artık. Yemek vakti geldi. Herkes sizi bekliyor.” Kapının sert
bir şekilde çalınmasıyla Gül’ün sesi kapı ardında yankılanmıştı. Çisil uzun
zamandır bu kadar huzurlu uyuduğunu ve dinlenmiş uyanmadığını düşünüyordu. Genç
kadın dinç bir şekilde gözlerini aralarken bedenine dolanmış olan kolları fark
etse de hızlı hareket edip onlardan kurtulmaya çalışmamıştı. Sakin bir şekilde
yerinde doğrulurken hamilelik yüzünden yaşadığı baş dönmesinin önüne geçmek
istemişti. Ani hareketler başının dönmesine, midesinin bulanmasına neden
oluyordu. Şimdilik bunları engellemesi gerekiyordu. Karnı kurt gibi acıkmıştı
ve içindeki canavar feci halde salatalık turşusu istiyordu. Eli karnına
giderken ilk kez hamile olduğunu tam anlamıyla kavramıştı. O anne olacaktı ve
bebeği şimdiden ondan bir şeyler istiyordu. Duygulanarak ağlamaya başladığında
Asaf hızla yerinden doğrularak karısının önüne diz çökmüştü.
“Ne
oldu, neden ağlıyorsun? Kötü rüya mı gördün?”
“Annemi
istiyorum, annemi özledim…” genç kız elleriyle yüzünü kapatırken Asaf’ta
neredeyse onunla ağlayacaktı.
“Tamam
güzelim, sakinleş…”
“Hepsi
senin yüzünden…” Çisil bir eliyle kendisine sarılan genç adamın sırtına vururken
“Beni ailemden ayırdın, mutlu musun?” diyerek ona söyleniyordu.
“Özür
dilerim hayatım, böyle olsun istemedim. Özür dilerim ağlama artık. Bundan sonra
sen nasıl istersen öyle olacak, affet…” Asaf ne yapacağını şaşırmış bir durumda
onu susturmaya çalışırken Çisil daha şiddetli ağlamaya başlamıştı. Kendisini durduramıyordu.
Neden geliyordu bu ağlamak bilmiyordu ancak canı çıkasıya ağlamaya devam
ederken kapının açılmasıyla Sevim Hanım odaya dalmıştı.
“Ne
oluyor, kızım neden ağlıyorsun?”
“Anne
yardım et, durduramıyorum onu,” Asaf annesine yalvarırcasına seslenirken Sevim Hanım
gelinin sürekli oğluna “Senin yüzünden,” dediğini duyuyordu. Genç kadını
oğlunun kollarından alarak kendisi sıkıca sarılmıştı.
“Sen
çık Asaf!”
“Ama
anne…”
“Sana
çık dedim.” Asaf istemese de odadan çıkarken Sevim Hanım kızın hıçkırıklara
boğulmasını içi giderek dinlemişti. Genç kadının saçını okşarken “Ne oldu kızım,
hadi sakinleş. Asaf sana bir şey mi yaptı? Neden son zamanlarda eskisi gibi
gülmez oldun?”
“Annemi
özledim.”
“Tamam
gidersiniz ailenin yanına bu kadar niye ağlıyorsun.”
“Annemi
çok özledim,” diyen kızın eli yeniden karnına giderken Sevim Hanım gözleri
parlayarak “Hamile misin?” diye sormuştu.
“Şişşt
kimse duymasın anne, onu kimseyle paylaşamam.” Sevim hanım sevinçle genç kadına
sarılırken son sözleriyle kaşlarını çatmıştı.
“Ne
demek onu paylaşamam. Asaf bilmiyor mu?” Çisil omzunu silkerken Sevim Hanım başını
iki yana sallamıştı. “Çocuk gibisiniz kızım, böyle bir şey saklanır mı?”
“Söyleyecektim
ama oğlun tam bir aptal beni çok üzdü.”
“Tamam
ağlama artık, Asaf’ın korkuda aklı gidecekti.”
“Onda
akıl var mı ki? Anne aramızda kalsın. Hem bak torunun turşu istiyor. Turşu var
mı?” dediğinde Sevim Hanım kendini tutamayarak gülmüştü.
“Hadi
kızım aşağı inelim de torunuma istediğini verelim. Bir daha böyle ağladığını
görmeyeceğim.” Çisil’in ağlaması başladığı hızda bıçak gibi kesilmişti. İkili kol
kola odadan çıkarken koridorda endişeli bekleyen adamla göz göze gelmişti. Kocasına
yüz vermeden yanından geçip giden genç kadın Asaf’ın derin bir iç çekmesine
neden olmuştu. Önünden giden ikilinin peşine takılırken hala karısının içli
içli ağlamasını düşünüyordu.
Kalabalık
aile akşam yemeği için masaya otururken onlara Engin ve Sadık’ta katılmıştı.
Naz ve Sadık ailesini ziyarete gelmişti. Balayından döndükten sonra Sadık Efsun’un
sahip olduğu toprakların ve şirketin başına yönetici olarak işe başlarken genç
kız da Sadık’ta bu işten oldukça memnundu. Erhan’ın önerisiyle Efsun oldukça
rahat bir nefes almıştı.
“İşler
nasıl gidiyor Sadık, alışabildin mi yeni görevine?” Erhan lokmasını ağzına
atarken Sadık genç adama kısa sürede yaptığı değişiklikleri ve aldığı kararları
anlatıyordu. Kadınlar kendi arasında sohbet ediyor, Efsun ve Çisil sessizce
onları dinliyordu. Çisil Sevim hanımın önüne bıraktığı turşu kasesindeki salatalıkları
kütür kütür yerken dünyadan kopmuş gibiydi. Selcan hanım arada genç kadının
iştahlı yiyişini izlerken şüpheyle Sevim’e döndü. Tecrübeli kadın olayı anlasa
da diğerlerin durumu fark ettiğinden şüpheliydi.
“Çisil
önce yemeğini yeseydin karnın ağrıyacak.” Çisil omzunu silkerken Sevim Hanım
kaşlarını çatarak oğluna bakmıştı.
“Karışma
kızıma, o ne yemek istediğini bilir.” Kadının çıkışmasıyla bakışlar ona
dönmüştü. Ali karşısında sessizce oturan genç kızı gözlem altına alırken
üzerindeki bakışların farkına olan Efsun başını kaldırıp adama bakmaya cesaret
edememişti. Hala kulağında bugün duyduğu sözler yankılanıyordu.
“Anane
haftaya doktora Sevim Hanım seni götürecek ben operasyona çıkabilirim.”
“Operasyon
mu? Çok sürecek mi? Ne zaman gideceksin?”
“Henüz
tarih belli değil. Ne kadar süreceğini de bilmiyorum.” Ali kızın sözleriyle
gerilirken sessiz kalmayı başarmıştı.
“Ayağınıza
taş değmesin kızım,” Selcan hanımın sesi endişeli çıkmıştı. Engin kadının
üzüntüsüne hafif gülümseyerek “Selcan babaanne bende onlarla olacağım. Askeriye
ile ortak operasyon olacak. Merak etme gözüm Efsun’un üzerinde olacak.”
“Sen
kendini koru ben kendimi korurum. Sonra postu yine deldirme.” Azra duyduğu
sözlerle hızla nişanlısına dönmüştü.
“Sen
vuruldun mu?” Azra endişeyle genç adama bakarken Engin ters bir şekilde Efsun’a
bakarak nişanlısına dönmüştü.
“Ciddi
bir yaralanma değildi merak etme. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Bunlar son
operasyonlarım zaten. Ankara’ya gidince daha az operasyona katılacağım.” Azra
başını sallarken onu asker olduğunu bilerek kabul ettiğini bir kez daha kendine
hatırlatmıştı.
“Allah
yardımcınız olsun evladım, sağ salim gider dönersiniz inşallah.”
“Amin.”
Hep bir ağızdan dua eden aile Efsun’un elindeki kaşığı sert bir şekilde masaya
bırakmasıyla bakışların bakışlarını ona çevirmişti. Artık sabredecek dermanı
kalmamıştı.
“Erhan
ağa…” Erhan bakışlarını kıza dikerek onu dinlediğini belli etmişti.
“Bir
sorun mu var Efsun?” adam resmen alaycı bir şekilde gülümseyerek kıza
bakıyordu.
“Sorun
mu? Evet bir sorun var! Mesela neden resmi belgelerde soyadımın Günay olduğunu
merak ediyorum. Benim haberim olmadan nasıl oluyor da Günay soyadını aldığımı
merak ediyorum.” Kızın sorusuyla herkes şaşırırken Erhan elindeki kaşığı masaya
bırakarak rahat bir şekilde arkaya yaslanmıştı. Adam oldukça keyifliydi.
“Daha
erken öğrenmeni beklerdim, geç kaldın.”
“Sen
benimle alay mı ediyorsun? Benim haberim olmadan nasıl kimliğimi
değiştirebilirsin. Suç işlediğinin farkında mısın?”
“Haberin
olmadan mı? Gayet bile isteye hür iradenle imzaladın belgeleri. Hatta şahidinde
karşında oturuyor.” Erhan bir eliyle Engin’i gösterirken Ali kaşlarını çatarak
ağabeyine bakmıştı. Ortamda neler döndüğünü bilmiyordu ama ağabeyinin bu rahat
tavırlarının Efsun’u çıldırttığını görebiliyordu.
“Ben
mi? Neye şahitlik etmişim anlamadım? Siz konağın devir teslimini yapmıyor
muydunuz?” Efsun adamın sözleriyle gözlerini kapatmıştı. O günü hatırlayınca
Erhan’ın ‘okumayacak mısın?’ diye sorduğunu hatırladığında dişlerini sıkmıştı.
“Bana
oyun mu oynadın?”
“Oğlum
ne oluyor? Efsun neden bahsediyor?” Hikmet bey daha fazla sessiz kalamayarak
araya girmişti. Sevim hanım ve diğerleri de merakla ona bakıyordu.
“Önemli
bir şey yok baba, tanıştırayım…” Erhan bir eliyle Efsun’u işaret ederek konuşmasına
devam etmişti. “Efsun Günay… Gelinin… Ali’nin karısı!” Erhan’ın sözleriyle hep
bir ağızdan hayret nidaları dökülürken şüphesiz en çok şok olan Ali ve Efsun
olmuştu. Efsun basit bir soyadı değişikliği olduğunu düşünürken kırk yıl düşünse
attığı o imzanın medeni halini değiştirdiğini akıl edemezdi.
“Abi
sen ne diyorsun?” Ali hızla yerinden kalkarken Erhan omzunu silkeleyerek kardeşine
gülümsemişti.
“Tebrik
ederim kardeşim, en yakın zamanda düğünü de kurarız.” Erhan son sözlerini
söyleyerek masadan kalkıp giderken Ali ve Efsun şok olmuş bir şekilde birbirine
bakıyordu. Şüphesiz masada en gamsız ve mutlu olan kişi ekşi turşuları birbiri
ardına midesine indiren Çisil’di.
0***0
Erhan sonunda bombayı patlattı. Siz ne düşünüyorsunuz? Çisil'in tavrı hakkında yorumunuzu merak ediyorum. Sizce haklı mı? Yorumlarınızı bekliyorum.

Canım eline emeğine yüreğine sağlık çok güzel bir bölüm olmuş severek okudum
YanıtlaSilAsaf çok geç olmadan birşeylerin farkına vardı salak ya insan karısını kendi abisinden kıskanır mı
YanıtlaSilYa bekliyordum bende erkenden fark eder diyordum çok eğlenceli bir bölümdü emeğine sağlık 🥰
YanıtlaSilAllahım uzun bir aradan sonra muhteşem bir bölümdü ellerine sağlık
YanıtlaSilBu Günay erkekleri biraz akıldan kıt sanki geç geliyor akılları başlarına ama ben giden iki kardeşin aklı ne zaman gelecek onu merak ediyorum
YanıtlaSilEfsun sen nasıl geldin bu oyuna
YanıtlaSilÖzlemişim kitaplarınızı okumayı
YanıtlaSilEllerine emeğine sağlık güzel bir bölüm olmuş
YanıtlaSilHoş geldin canım, ellerine emeğine sağlık, Erhan ağam olmasa onlar daha çok beklerdi en güzelini yaptı
YanıtlaSilEmeğine sağlık yazarım çok güzeldi
YanıtlaSilGeçmiş olsun. Beklediğimize değdi muhteşem heyecanlı bölümdü 77. Bölümü sabırsızlıkla bekliyoruz. Emeğinize sağlık 👍🏻👏🏻❤️
YanıtlaSilYine çok güzel bir bölümdü. Erhan Ağa yaptı yapacağını iyi de yaptı. Çisil çok üzüldü ama Asaf da yola geldi. Ellerinize emeğinize güzel yüreğinize sağlık 🍀
YanıtlaSilÇok eğlenceli bir bölüm dü emeğine sağlık canım
YanıtlaSilCidden o iki saf kör kardeşler gitmiş mi 🤦🏻♀️annelerini nasıl uzuyorlar anlamiyorum yaa inşallah karilarinin yüzlerini orda görürler burda altın olayından sonra bile görmediler ,çocukları bile aileden uzaklastiriyoar😡ah Asaf ah anladın ama geç kaldım kız ne hale gelmiş 😡🥺Efsun soy ismini öğrenmiş ve Ali'nin dediklerini duyduğu için yumuşar Ali'ye karşı bence 🥺ay o son sahne neydi öğrendiler 😂Çisilin son sahnesi güldürdü😂
YanıtlaSilBölüm harikaydı diğer bölümü sabırsızlıkla bekliyorum 😍🧡
SilEline emeğine sağlık canım her zamanki gibi harika bir bölüm olmuş. Ali ile Efsuna güzel süpriz oldu
SilÇisil çok iyi yaptın valla Asaf aklını başına aldı sonunda Erhan sonunda gercekten patlattı bende merak ediyordum ne zaman anlayacaklar diye emeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü
YanıtlaSilAsaf yine çisili üzdükten sonra yaptıklarının farkına vardı.
YanıtlaSilSevim hanım çok iyi bir kadın diğer oğulları ve onların eşleri kıymetini bilmese diğerleri onu çok seviyor.
Ali ve efsun için sürpriz oldu . Efsun, Ali'nin söylediklerini duyduktan sonra biraz da olsa yumuşadı .Erhan yapacağınuı yaptı.
İçinden geçtiğim evlilik krizi, Dr. Isikolo dahil olduğunda sona erdi. Diğer tüm çiftler gibi, bizim de farklılıklarımız vardı ve onu doğru yönlendirmek, ona ve çocuklarıma bakmak ve onları korumak için elimden gelenin en iyisini yaptım. İkimiz de birlikteliğimizi sürdürmek için fedakarlıklar yaptık, ta ki o hareketlenmeye başlayana ve benimle bilerek çok fazla kavga edene kadar. Ev, çocuklarım dahil herkes için tatsız bir hale geldi. Boşanmış ve evliliğimi de mahvetmek isteyen bir arkadaşı tarafından manipüle ediliyordu. Dr. Isikolo ile iletişime geçmek zorunda kaldım ve o da cevap verdi ve sorunları sona erdirmek için elinden geleni yaptı. Aramızdaki sevgiyi ve bağı yeniden sağladı ve şimdi karımın içinde bulunduğu her ne yanılsama varsa onu ortadan kaldırdığını ve şimdi daha iyi bir kadın olduğunu söyleyebilirim. Dr. Isikolo'nun benim için yaptığı şeyin iki gün sonra ortaya çıkması beni şaşırttı. Ben ve ev halkım minnettarız. İlişkilerini ve evlilik sorunlarını düzeltmek için yardıma ihtiyacı olan herkesi Dr. Isikolo ile iletişime geçmeye çağırıyorum çünkü çözüm kesin. E-postası: isikolosolutionhome@gmail.com veya ona +2348133261196 numaralı telefondan WhatsApp'tan mesaj gönderin.
YanıtlaSilKarım karmaşık aldatma sorunları nedeniyle beni terk etti ve onu geri alabilmek için sorunları çözmek için elimden geleni yaptım ama artık benimle kalmayacağında ısrar etti ve beni terk etti. Çocuklarımız bana çok kızdı ve benim için her şey mahvoldu. Karmaşık bir durumdu çünkü onu aldatmak veya güzel evliliğimin mahvolmasını asla istememiştim. Etrafımdaki herkes durumu vahşileştirmek için ellerinden geleni yaptı ama o herkese, hatta ailesine bile dikkat ediyordu. Kurtarmama gelen ve sorunu çözen Dr. Lukas'tan yardım istemekten başka seçeneğim yoktu. Karımı hala seviyordum bu yüzden eve dönmesini sağlamak için gereken her şeyi yapmam gerekiyordu. Dr. Lukas durumu kurtardı ve gerisi tarih oldu. Çalışmasının sonuçları tam olarak söz verdiği gibi 48 ila 72 saat sonra ortaya çıkıyor ve asla başarısız olmuyor. Çağrı/WhatsApp numarası +44-7469341745 veya okukutemple@gmail.com adresinden ona e-posta gönderin.
YanıtlaSilSelamlar, buna kimin ihtiyacı olduğunu bilmiyorum ama eminim ki birileri benim Dr. Ajayi'nin yardımıyla bulduğum gibi yardım bulabilir. 5 yıldır çıktığım bir erkek arkadaşım var. Bir sabah uyandı ve bana ilişkinin bittiğini söyledi. Bir ay boyunca gözyaşları içindeydim. Çok kafam karışıktı ve kalbim kırılmıştı. Kız kardeşimi ve en yakın arkadaşım Jana'yı benim adıma yalvarmaları için gönderdim ama o ilişkinin bittiğini ve benden bıktığını söyledi. Dr. Ajayi'yi duyduğum çok güzel bir güne kadar, sitesinde bazı tanıklıklar okudum ve denemeye karar verdim. Kendisiyle iletişime geçtim ve bana büyü yapması için yapılması gereken şeyleri söyledi, ilk başta yapıp yapmamam gerektiğini düşündüm, denemeye karar verdim. Büyücü Dr. Ajayi'nin bana yapmamı söylediği şeyi yaptım, sonra 7 güne kadar arayla hiçbir sebep olmadan beni terk eden erkek arkadaşım bir akşam evime geldi ve beni geri almak için yalvardı, hatta kardeşiyle geldi ve af diledi. Çok fazla acı çektikten sonra erkek arkadaşım yine de geri döndü. Çok mutluyum, hepsi Dr. Ajayi sayesinde. Herhangi bir büyü çalışması için onunla iletişime geçebilirsiniz. İLİŞKİ sorunlarınızın üstesinden gelmenize yardımcı olacağına inanıyorum.
YanıtlaSilE-posta: drajayi1990@gmail.com
Viber / WhatsApp: +2347084887094
Sonunda bomba patladı. Çok iyi ya.
YanıtlaSilYine güzel bir bölümdü. Bir solukta okudum
YanıtlaSil