Sevgiye Susamış Kalpler 76. Bölüm

 Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayım. Bölümü ben yazarken çok sevdim. Umarım sizde okurken seversiniz. Bundan Sonra her hafta sonu bölüm gelecek. Ölüm kalım olmadığı sürece hikaye final yapana kadar bu kadar uzun ara vermeyeceğim. Keyifli okumalar!



***

Konakta bir süredir oldukça sakinlik yaşanıyordu. Herkes günlük işini yapıyor, işine gidip akşama konağa dönerek vakit geçiriyordu. Hanım ağalarının düşük tehlikesi atlatması tüm çalışanları daha bir dikkatli olmaya teşvik etmişti. Erhan karısının üzerine titriyor, şirkete gitse de Çisem’in biran olsun yalnız kalmasına izin vermiyordu. Hamileliğin son zamanlarını yatakta geçirmesi gereken genç kadının şüphesiz en büyük destekçisi bir aydır yanında olan kız kardeşi Çisil’di.

“Daha ne kadar burada kalacaksın? Ne zaman işine döneceksin?” Çisem orta sehpadaki meyve suyunu alıp kendisine uzatan kız kardeşine endişeyle bakmıştı. Çisil bir süredir eskisi gibi değildi. Gülmüyor, şaka yapmıyor kimseyle uzun süre sohbet etmiyordu. Üstelik hamile olduğunu hala kimseye söylememişti.

“Benden sıkıldın mı?”

“Neden bahsettiğimi biliyorsun Çisil, benim eski kardeşime ne oldu? Nerede o neşeli, cıvıl cıvıl olan kadın? Asaf’la konuşmuyor musunuz?”

“Elbette konuşuyorum abla, sadece seni yalnız bırakmak istemiyorum.”

“Beni bahane etme Çisil, annemle konuştum. Bir aydır onları da arayıp sormamışsın. Kadın meraktan öldü!”

“Bir süre böyle olması gerekiyor. Ona iyi olduğumu söyle. Dönünce onları ziyaret edeceğim.” Çisem kaşlarını çatarak genç kadına baktı.

“Neler oluyor Çisil, bu sen değilsin. Sen günde iki kez annemi arayıp konuşmadan duramazdın. Birden arayıp sormayı kestin. Üstelik şu haline bak. İçine kapandın, konuşmuyor gülmüyorsun.”

“Konuşuyorum ya abla,” Çisil hastanede uzun uzun düşünmüştü. Kocası ailesiyle sık görüşmesinden madem rahatsızdı o zaman ona gösterecekti. Karısının ailesi olmadan boş bir kabuğa döndüğünü gösterecekti. Tüm neşesini annesinden aldığını… Asaf’la elbette konuşuyor, eşlik görevlerini yerine getiriyordu. Onunla ilgileniyor ancak eskisi gibi şakalaşıp gülmüyordu. Kocası bile bile yüzündeki gülümsemeyi soldurmuştu. Üstelik evlendiklerinde kocasından ailesiyle arasına girmemesi için teminat bile almışken böyle davranması Çisil’in canını çok yakmıştı.

“Çok zayıfladın, korkarım bu halin bebeğe zarar verecek.”

“Endişelenme abla, bebeğimde bende iyiyiz. Annemleri çok özledim ama bir süre dayanmak zorundayım. Şu anda annemi arayıp sesini duyamam. Eğer sesini duyarsam dayanamam kocamı boşarım.” Çisem şaşkınlıkla kardeşine bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ne olduysa o hastanede yatarken olmuş olmalıydı. Kardeşi gözünün önünde gün geçtikçe eriyor ama ona destek olamıyordu. Öfkeden göğsü inip kalkarken elleri iki yanda yumruk olmuştu.

“Annemleri aramamanın Asaf’la ne ilgisi var?”

“Önemli değil abla, sonra konuşuruz. Şimdi dinlenmelisin.” Çisil biten bardağı tepsiye koyarak odanın kapısına yönelmişti. Çıkmadan önce “Beni düşünme abla. Unuttun mu ruhsal sağlık benim işim. Nasıl bir ruh halinde olduğumu biliyorum. Anneme iyi olduğumu bir süre daha onunla konuşamayacağımı söyle. Nedenini abime ya da Serdar’a sorsun onlar cevaplayacaktır.”

“Serdar’ı bile bildiği ama benim bilmediğim ne oldu Çisil?”

“Dinlen abla, ben iyiyim. Daha da iyi olacağım.” Çisil cansız gözleriyle odadan çıkarken oldukça üzgündü. İnat kocası yüzünden ailesiyle konuşamıyordu. Ama ona gününü gösterecekti.

“Yenge aşağıda kahve içeceğiz sende bize katılır mısın?” Gül’ün seslenmesiyle genç kadın ona bakmıştı. Ali ve Azra da yanındaydı.

“Size afiyet olsun, ben biraz dinleneceğim.” Kardeşler arkasını dönüp giden kadının ardından şaşkınlıkla bakarken Azra şüpheyle iki kardeşine bakmıştı.

“Son günlerde Çisil’in eskisi gibi olmadığını düşünen bir tek ben miyim? Bir aydır konaktalar ama daha doğru düğün güldüğünü görmedim.”

“Bende aynısını düşünüyordum. Abimle kavga mı ettiler acaba? Ama öyle olsaydı konuşmazlardı.”

“Hiç mi fark etmedin, abimle de eskisi gibi konuşmuyor. Çisil yengelerimizin en deli dolu olanıydı. Her zaman gülen kadın şimdi değil gülmez kimseyle doğru düzgün muhatap bile olmuyor.”

“İki gün önce dışarı çıkalım dedim kabul etmedi.”

“Geçen gün beni de kabul etmedi.”

“Geldiklerinden beri konaktan çıktığını görmedim.” Ali iki ablasının konuşmalarını sessizce dinlerken sonucun Asaf’a bağlandığının farkındaydı. Gözünün önüne hastanede Asaf’ın Çisil’i abisine haber verdiği için azarlaması gelmişti.

“Yok yapmamıştır!” Ali kendi kendine söylenirken Azra gözlerini kısarak ona baktı.

“Kendi kendine ne konuşuyorsun? Bir şey biliyorsan bize de söyle. Çisil’in eskisi gibi olması için elimizden geleni yaparız.”

“Önce ben bir anlayayım size de söylerim.” Ali yerinden kalkarak öfkeli adımlarla merdivenlere yönelmişti. Ağabeylerinin çalışma odasında olduğunu biliyordu. Hızlı adımlarla hedefine doğru ilerlerken hiç beklemeden çalma gereği bile duymadan odaya dalmıştı.

“Yengeme ne yaptın?” Ali kızgın bir şekilde abisine bakarken Asaf’ı tekli berjere çökmüş başı aşağıda elindeki telefonu sıkarken bulmuştu. Asaf kardeşinin sesini duyunca kızarmış gözlerle başını kaldırarak Ali’ye bakmıştı.

“Yengen!”

“Evet yengem, ona ne yaptın? Çisil doğru düzgün konuşmuyor, gülmeyi bırak kimseyle oturup sohbet etmiyor. Sadece ev işi yapıp ablasıyla ilgileniyor. Karına ne yaptın da bu hale geldi. Nerede bizim neşeli yengemiz?” Asaf buruk bir şekilde gülümseyerek kardeşine bakmıştı. O da farkındaydı Çisil’in eskisi gibi olmadığının. Karısı odalarında bile ona gülümseyerek konuşmuyordu. Bir şey istediğinde robot gibi ‘tamam’ diyerek yerine getiriyordu. Yatarken kendisine sırtını dönerek uyuyordu. Çisil evlendiklerinden beri ona sokularak uyumayı severdi. Bir aydır karısının gülen yüzüne cıvıltılı sesine hasretti. Ali abisinin iyi durumda olmadığını fark edince ağır adımlarla ona yaklaştı.

“Ne oluyor abi, kavga mı ettiniz?”

“Keşke kavga etseydik. En azından bir şeyler fırlatır hırsını çıkarırdı ama o sessizliğe gömüldü. Az önce Ayşem annem aradı. Kızını merak ettiği için beni aradı. Çisil annesinin aramalarına cevap vermiyormuş. Kadın endişeden zor konuştu. Çisil’e bir şey olduğunu kendisine söylemediğimizi düşündü. Hayatımda tanıdığım en zarif ve iyi niyetli kadın neredeyse ağlayarak kızını sordu ve bunların hepsi benim yüzümden.” Asaf’ın yanağından aşağıya akan yaşla Ali yutkunurken başını iki yana salladı.

“Ne yaptın?”

“Başı her sıkıştığında ailesine koşmasından hoşlanmadığımı söyledim. Beni ezdiğini düşündüm. Ama karımın neşesinin ailesinden geldiğini göz ardı ettim. Çisil’i bir başına kimsesiz bıraktım.”

“Saçmalama abi… Sen ne güne duruyorsun?”

“Ailesiyle ben bir değilim Ali, Çisil annesini günde iki kez aramadan duramazdı. Babasına nazlanmadan yaşayamazdı. Benim karım her fırsatta ağabeyinin sevgisine aç olduğunu söylerdi. Yirmi yıldan fazla ağabeyini görmeyen karımdan artık abisini her sıkıştığında aramamasını söyledim. Üstelik onu arasa da her zaman bana sığındığını bildiğim halde. Sadece orada olduklarını, başı sıkıştığında yanında ailesinin olacağını bilmek istediğini kavrayamadım. Karım benim yüzümden ailesiyle arasına mesafe koydu. Onun sevinç kaynağını elinden aldım.”

“Geç değil, onu ailesine götürebilirsin.”

“İstemez ki! Şimdi ona ailene gidelim dersem beni boşar!” Asaf acı bir şekilde gülerken Ali başını iki yana sallamıştı.

“Ne manyak bir çiftsiniz anlamadım ki. Birbirini çok sevenler böyle oluyor demek ki.”

“Seni sevince göreceğiz.”

“Benim sevdiğim kadın kendini mutlu eden her şeyi yapacak. Bende ona destek olacağım. Sırf kendi bencil isteklerim için onun hayatına müdahale etmeye niyetim yok. Bana düşen sadece onun önüne çıkan zorlukları ellimden geldiğince yok etmek.”

“O zaman git bunları Efsun’a söyle. O kızı seviyorsun ama bir hamlede bulunmuyorsun. Ne bekliyorsun duygularını açmak için?”

“Benim sevmem yetmiyor abi, Efsun beni sevmiyor. Sevseydi biran düşünmez duygularımı söylerdi. Sevdiğinin seni sevmesi büyük lütuf, bunu kaybetmeyin. Ben şansımı kaybettim, ama sen evliliğini kurtarabilirsin. Eğer onu götüremiyorsan ailesini buraya getir. Eminim çok mutlu olacaktır. Keşke Efsun’un ailesi yaşasaydı da her zaman onlarla vakit geçirseydi. Aile büyük nimet abi, onların arasına girme.” Genç adam abisinin omzunu sıkarak kapıya yöneldiğinde kapının altından geçen gölgeyle kaşlarını çatmıştı. Biri onları mı dinlemişti yoksa ayak gölgesi bir tesadüf müydü? Odadan çıktığında etrafına bakınsa da kimseyi görememişti. Zaman geç olmuştu işe gitmek yerine dosyalarını odasında incelemeye karar vermişti.

Genç kadın elindeki belgeyi öfkeyle sıkarken sakinleşmek için bildiği tüm yöntemleri denemişti. Poligona gidip atış yapmış, devreleriyle mindere çıkıp dövüşmüş, pistte canı çıkana kadar koşmuş ama yine sakinleşememişti. Sakinleşemeyeceğini anladığında arabasına atladığı gibi konağın yolunu tutmuştu. Hesaplaşması gereken kişiler vardı. Resmen onu aptal yerine koymuşlardı.

Arabası konağa ulaştığında hızla inerek çalışan kişilere Erhan ağayı sormuştu. Ancak aldığı cevapla ikinci hedefi olan Ali’yi sormuş çalışma odasında olduğunu öğrenince sinirle oraya doğru ilerlemişti. Kapıyı açacağı sırada adının duyunca eli kapı kolunda asılı kalmıştı. Genç adamın sözleri Efsun’un içini acıtırken kanındaki öfkenin yavaş yavaş yok olduğunu hissetmişti. Elinde sıkıca tuttuğu belgeyi daha da sıkarken Ali’nin belgeden haberi olmadığını anlamıştı. Genç adamın sevgisini iliklerine kadar hissederken ailesi hakkında söyledikleri yanağının ıslanmasına neden olmuştu. Anne babası yaşasaydı nasıl olurdu bilmiyordu ama babasının ailesinin onu kabul etmeyeceğine emindi. Konuşmanın kesilmesiyle hızla oradan uzaklaşmıştı. Odasına doğru giderken yeni hamlesi için plan yapmalıydı.

“Efsun kızım ne zaman geldin? Aç mısın kızlar sana yemek hazırlasın.” Sevim hanım genç kızı görünce seslenmişti. Üst balkonda oturmuş konağın sessizliğini dinliyordu. Naz’ın düğününden sonra konak boşalmıştı. Oğulları karılarını alarak konaktan ayrılmıştı. Sadece Çisil ve Asaf geride kalmıştı. Yakında Azra’da evlenip yuvadan uçacaktı. Sevim hanım kendi çocukları hariç en fazla endişelendiği kişi Efsun’du. Genç kızın mesleği tehlikeliydi, bir başına her şeye koşuyordu. Ona baktıkça içini sıcak bir his kaplıyordu. Allah biliyor ya Ali ile evlenmesini çok istiyordu. Ali’si güzel severdi, Efsun’u da güzel seveceğine emindi. Kendisine doğru gelen kızla gülümseyerek ona baktı.

“Teşekkür ederim Sevim Hanım, gelmeden önce yedim.”

“Bugün erken geldin, yorgunsan akşam yemeğine kadar dinlen kızım. Ben seni kaldırırım.” Yaşlı kadın o kadar samimi konuşuyordu ki Efsun ister istemez onu seviyordu. Alışık olmadığı duygular bocalamasına neden oluyordu. Engin ve ailesi dışında ona sıcak davranan pek kimse olmamıştı.

“Çok yorgun değilim. Aslında hazır sizi görmüşken söylemek istediğim bir şey vardı. Gelecek hafta ananemin doktor kontrolü vardı. Ben o zaman operasyonda olabilirim. Siz hastaneye götürebilir misiniz? Eğer müsait olursam ben de götürebilirim.”

“Elbette kızım, sen merak etme. Selcan hala ailemizin büyüğü, ona bakmak bizim görevimiz.”

“Teşekkür ederim.” Genç kız geri dönerken yerinde durarak konuşmuştu. “Çocuklarınız çok şanslı, sizin gibi anneleri var. Umarım farkındadırlar.” Efsun kadının bir şey söylemesini beklemeden hızla oradan uzaklaşmıştı. Sevim hanım ardından gülümseyerek bakmıştı.

***

Genç adam odasına girdiğinde karısının uyuduğunu görünce endişelenerek yatağa yaklaşmıştı. Elini karısının alnına koyarken ateşinin olmaması rahatlamasına neden olmuştu. Karısı gün içinde asla uyumazdı. Çisil’in huyları iyice değişmişti. Fark ettiği diğer bir gerçekse karısı şu bir ay içinde oldukça zayıflamıştı. Üzgün bir şekilde karısının yanına uzanırken Çisil dönerek başını kocasının boynuna gömmüştü. Asaf kollarını genç kadına dolarken onun bilinçsizce yaptığı hareketi ne kadar özlediğini düşünüyordu.

“Özür dilerim hayatım, ben böyle olsun istememiştim.” Sessizce fısıldarken sesi o kadar üzgün çıkmıştı ki karısının uyandığının farkında bile değildi.

“Özür dilerim, sana unları yaşattığım için beni affetme. Seni paylaşamadığım için özür dilerim. Ama söz her şeyi düzelteceğim. Eski Çisil’imi geri kazanacağım. Karımı özledim, sesini, kahkahalarını çok özledim. Seni çok seviyorum hayatım…” Çisil adamın her bir sözünü duysa da tepki vermemişti. O da ailesini çok özlemişti. Neyse ki kocası bazı şeyleri erken kavramaya başlamıştı. Ancak Asaf adım atmadan o ailesine karşı bir adım atmayacaktı. Ne kadar zorlansa da bunu yapacaktı. İlerde olabilecek başka olumsuzlukların önüne geçmek için kocasının bazı gerçekleri kavraması için ailesinden uzak durması gerekiyorsa yapacaktı. Nasıl ki Asaf ağabeyini her sıkıştığında arayıp yardım isteyebiliyorsa aynı hakkın Çisil’in de olduğunu kavramasını sağlayacaktı. Kıpırdanarak başını iyice özlediği kokunun kaynağına sokarken derin bir iç çekmişti. Asaf onun hala uyuduğunu düşünerek alnına dudaklarını değdirirken bir süre sonra kendisi de uykuya dalmıştı.

“Yenge, abi kalksanıza artık. Yemek vakti geldi. Herkes sizi bekliyor.” Kapının sert bir şekilde çalınmasıyla Gül’ün sesi kapı ardında yankılanmıştı. Çisil uzun zamandır bu kadar huzurlu uyuduğunu ve dinlenmiş uyanmadığını düşünüyordu. Genç kadın dinç bir şekilde gözlerini aralarken bedenine dolanmış olan kolları fark etse de hızlı hareket edip onlardan kurtulmaya çalışmamıştı. Sakin bir şekilde yerinde doğrulurken hamilelik yüzünden yaşadığı baş dönmesinin önüne geçmek istemişti. Ani hareketler başının dönmesine, midesinin bulanmasına neden oluyordu. Şimdilik bunları engellemesi gerekiyordu. Karnı kurt gibi acıkmıştı ve içindeki canavar feci halde salatalık turşusu istiyordu. Eli karnına giderken ilk kez hamile olduğunu tam anlamıyla kavramıştı. O anne olacaktı ve bebeği şimdiden ondan bir şeyler istiyordu. Duygulanarak ağlamaya başladığında Asaf hızla yerinden doğrularak karısının önüne diz çökmüştü.

“Ne oldu, neden ağlıyorsun? Kötü rüya mı gördün?”

“Annemi istiyorum, annemi özledim…” genç kız elleriyle yüzünü kapatırken Asaf’ta neredeyse onunla ağlayacaktı.

“Tamam güzelim, sakinleş…”

“Hepsi senin yüzünden…” Çisil bir eliyle kendisine sarılan genç adamın sırtına vururken “Beni ailemden ayırdın, mutlu musun?” diyerek ona söyleniyordu.

“Özür dilerim hayatım, böyle olsun istemedim. Özür dilerim ağlama artık. Bundan sonra sen nasıl istersen öyle olacak, affet…” Asaf ne yapacağını şaşırmış bir durumda onu susturmaya çalışırken Çisil daha şiddetli ağlamaya başlamıştı. Kendisini durduramıyordu. Neden geliyordu bu ağlamak bilmiyordu ancak canı çıkasıya ağlamaya devam ederken kapının açılmasıyla Sevim Hanım odaya dalmıştı.

“Ne oluyor, kızım neden ağlıyorsun?”

“Anne yardım et, durduramıyorum onu,” Asaf annesine yalvarırcasına seslenirken Sevim Hanım gelinin sürekli oğluna “Senin yüzünden,” dediğini duyuyordu. Genç kadını oğlunun kollarından alarak kendisi sıkıca sarılmıştı.

“Sen çık Asaf!”

“Ama anne…”

“Sana çık dedim.” Asaf istemese de odadan çıkarken Sevim Hanım kızın hıçkırıklara boğulmasını içi giderek dinlemişti. Genç kadının saçını okşarken “Ne oldu kızım, hadi sakinleş. Asaf sana bir şey mi yaptı? Neden son zamanlarda eskisi gibi gülmez oldun?”

“Annemi özledim.”

“Tamam gidersiniz ailenin yanına bu kadar niye ağlıyorsun.”

“Annemi çok özledim,” diyen kızın eli yeniden karnına giderken Sevim Hanım gözleri parlayarak “Hamile misin?” diye sormuştu.

“Şişşt kimse duymasın anne, onu kimseyle paylaşamam.” Sevim hanım sevinçle genç kadına sarılırken son sözleriyle kaşlarını çatmıştı.

“Ne demek onu paylaşamam. Asaf bilmiyor mu?” Çisil omzunu silkerken Sevim Hanım başını iki yana sallamıştı. “Çocuk gibisiniz kızım, böyle bir şey saklanır mı?”

“Söyleyecektim ama oğlun tam bir aptal beni çok üzdü.”

“Tamam ağlama artık, Asaf’ın korkuda aklı gidecekti.”

“Onda akıl var mı ki? Anne aramızda kalsın. Hem bak torunun turşu istiyor. Turşu var mı?” dediğinde Sevim Hanım kendini tutamayarak gülmüştü.

“Hadi kızım aşağı inelim de torunuma istediğini verelim. Bir daha böyle ağladığını görmeyeceğim.” Çisil’in ağlaması başladığı hızda bıçak gibi kesilmişti. İkili kol kola odadan çıkarken koridorda endişeli bekleyen adamla göz göze gelmişti. Kocasına yüz vermeden yanından geçip giden genç kadın Asaf’ın derin bir iç çekmesine neden olmuştu. Önünden giden ikilinin peşine takılırken hala karısının içli içli ağlamasını düşünüyordu.

Kalabalık aile akşam yemeği için masaya otururken onlara Engin ve Sadık’ta katılmıştı. Naz ve Sadık ailesini ziyarete gelmişti. Balayından döndükten sonra Sadık Efsun’un sahip olduğu toprakların ve şirketin başına yönetici olarak işe başlarken genç kız da Sadık’ta bu işten oldukça memnundu. Erhan’ın önerisiyle Efsun oldukça rahat bir nefes almıştı.

“İşler nasıl gidiyor Sadık, alışabildin mi yeni görevine?” Erhan lokmasını ağzına atarken Sadık genç adama kısa sürede yaptığı değişiklikleri ve aldığı kararları anlatıyordu. Kadınlar kendi arasında sohbet ediyor, Efsun ve Çisil sessizce onları dinliyordu. Çisil Sevim hanımın önüne bıraktığı turşu kasesindeki salatalıkları kütür kütür yerken dünyadan kopmuş gibiydi. Selcan hanım arada genç kadının iştahlı yiyişini izlerken şüpheyle Sevim’e döndü. Tecrübeli kadın olayı anlasa da diğerlerin durumu fark ettiğinden şüpheliydi.

“Çisil önce yemeğini yeseydin karnın ağrıyacak.” Çisil omzunu silkerken Sevim Hanım kaşlarını çatarak oğluna bakmıştı.

“Karışma kızıma, o ne yemek istediğini bilir.” Kadının çıkışmasıyla bakışlar ona dönmüştü. Ali karşısında sessizce oturan genç kızı gözlem altına alırken üzerindeki bakışların farkına olan Efsun başını kaldırıp adama bakmaya cesaret edememişti. Hala kulağında bugün duyduğu sözler yankılanıyordu.

“Anane haftaya doktora Sevim Hanım seni götürecek ben operasyona çıkabilirim.”

“Operasyon mu? Çok sürecek mi? Ne zaman gideceksin?”

“Henüz tarih belli değil. Ne kadar süreceğini de bilmiyorum.” Ali kızın sözleriyle gerilirken sessiz kalmayı başarmıştı.

“Ayağınıza taş değmesin kızım,” Selcan hanımın sesi endişeli çıkmıştı. Engin kadının üzüntüsüne hafif gülümseyerek “Selcan babaanne bende onlarla olacağım. Askeriye ile ortak operasyon olacak. Merak etme gözüm Efsun’un üzerinde olacak.”

“Sen kendini koru ben kendimi korurum. Sonra postu yine deldirme.” Azra duyduğu sözlerle hızla nişanlısına dönmüştü.

“Sen vuruldun mu?” Azra endişeyle genç adama bakarken Engin ters bir şekilde Efsun’a bakarak nişanlısına dönmüştü.

“Ciddi bir yaralanma değildi merak etme. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Bunlar son operasyonlarım zaten. Ankara’ya gidince daha az operasyona katılacağım.” Azra başını sallarken onu asker olduğunu bilerek kabul ettiğini bir kez daha kendine hatırlatmıştı.

“Allah yardımcınız olsun evladım, sağ salim gider dönersiniz inşallah.”

“Amin.” Hep bir ağızdan dua eden aile Efsun’un elindeki kaşığı sert bir şekilde masaya bırakmasıyla bakışların bakışlarını ona çevirmişti. Artık sabredecek dermanı kalmamıştı.

“Erhan ağa…” Erhan bakışlarını kıza dikerek onu dinlediğini belli etmişti.

“Bir sorun mu var Efsun?” adam resmen alaycı bir şekilde gülümseyerek kıza bakıyordu.

“Sorun mu? Evet bir sorun var! Mesela neden resmi belgelerde soyadımın Günay olduğunu merak ediyorum. Benim haberim olmadan nasıl oluyor da Günay soyadını aldığımı merak ediyorum.” Kızın sorusuyla herkes şaşırırken Erhan elindeki kaşığı masaya bırakarak rahat bir şekilde arkaya yaslanmıştı. Adam oldukça keyifliydi.

“Daha erken öğrenmeni beklerdim, geç kaldın.”

“Sen benimle alay mı ediyorsun? Benim haberim olmadan nasıl kimliğimi değiştirebilirsin. Suç işlediğinin farkında mısın?”

“Haberin olmadan mı? Gayet bile isteye hür iradenle imzaladın belgeleri. Hatta şahidinde karşında oturuyor.” Erhan bir eliyle Engin’i gösterirken Ali kaşlarını çatarak ağabeyine bakmıştı. Ortamda neler döndüğünü bilmiyordu ama ağabeyinin bu rahat tavırlarının Efsun’u çıldırttığını görebiliyordu.

“Ben mi? Neye şahitlik etmişim anlamadım? Siz konağın devir teslimini yapmıyor muydunuz?” Efsun adamın sözleriyle gözlerini kapatmıştı. O günü hatırlayınca Erhan’ın ‘okumayacak mısın?’ diye sorduğunu hatırladığında dişlerini sıkmıştı.

“Bana oyun mu oynadın?”

“Oğlum ne oluyor? Efsun neden bahsediyor?” Hikmet bey daha fazla sessiz kalamayarak araya girmişti. Sevim hanım ve diğerleri de merakla ona bakıyordu.

“Önemli bir şey yok baba, tanıştırayım…” Erhan bir eliyle Efsun’u işaret ederek konuşmasına devam etmişti. “Efsun Günay… Gelinin… Ali’nin karısı!” Erhan’ın sözleriyle hep bir ağızdan hayret nidaları dökülürken şüphesiz en çok şok olan Ali ve Efsun olmuştu. Efsun basit bir soyadı değişikliği olduğunu düşünürken kırk yıl düşünse attığı o imzanın medeni halini değiştirdiğini akıl edemezdi.

“Abi sen ne diyorsun?” Ali hızla yerinden kalkarken Erhan omzunu silkeleyerek kardeşine gülümsemişti.

“Tebrik ederim kardeşim, en yakın zamanda düğünü de kurarız.” Erhan son sözlerini söyleyerek masadan kalkıp giderken Ali ve Efsun şok olmuş bir şekilde birbirine bakıyordu. Şüphesiz masada en gamsız ve mutlu olan kişi ekşi turşuları birbiri ardına midesine indiren Çisil’di.


0***0

Erhan sonunda bombayı patlattı. Siz ne düşünüyorsunuz? Çisil'in tavrı hakkında yorumunuzu merak ediyorum. Sizce haklı mı? Yorumlarınızı bekliyorum. 

Yorumlar

  1. Canım eline emeğine yüreğine sağlık çok güzel bir bölüm olmuş severek okudum

    YanıtlaSil
  2. Asaf çok geç olmadan birşeylerin farkına vardı salak ya insan karısını kendi abisinden kıskanır mı

    YanıtlaSil
  3. Ya bekliyordum bende erkenden fark eder diyordum çok eğlenceli bir bölümdü emeğine sağlık 🥰

    YanıtlaSil
  4. Allahım uzun bir aradan sonra muhteşem bir bölümdü ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  5. Bu Günay erkekleri biraz akıldan kıt sanki geç geliyor akılları başlarına ama ben giden iki kardeşin aklı ne zaman gelecek onu merak ediyorum

    YanıtlaSil
  6. Efsun sen nasıl geldin bu oyuna

    YanıtlaSil
  7. Özlemişim kitaplarınızı okumayı

    YanıtlaSil
  8. Ellerine emeğine sağlık güzel bir bölüm olmuş

    YanıtlaSil
  9. Hoş geldin canım, ellerine emeğine sağlık, Erhan ağam olmasa onlar daha çok beklerdi en güzelini yaptı

    YanıtlaSil
  10. Emeğine sağlık yazarım çok güzeldi

    YanıtlaSil
  11. Geçmiş olsun. Beklediğimize değdi muhteşem heyecanlı bölümdü 77. Bölümü sabırsızlıkla bekliyoruz. Emeğinize sağlık 👍🏻👏🏻❤️

    YanıtlaSil
  12. Yine çok güzel bir bölümdü. Erhan Ağa yaptı yapacağını iyi de yaptı. Çisil çok üzüldü ama Asaf da yola geldi. Ellerinize emeğinize güzel yüreğinize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  13. Çok eğlenceli bir bölüm dü emeğine sağlık canım

    YanıtlaSil
  14. Cidden o iki saf kör kardeşler gitmiş mi 🤦🏻‍♀️annelerini nasıl uzuyorlar anlamiyorum yaa inşallah karilarinin yüzlerini orda görürler burda altın olayından sonra bile görmediler ,çocukları bile aileden uzaklastiriyoar😡ah Asaf ah anladın ama geç kaldım kız ne hale gelmiş 😡🥺Efsun soy ismini öğrenmiş ve Ali'nin dediklerini duyduğu için yumuşar Ali'ye karşı bence 🥺ay o son sahne neydi öğrendiler 😂Çisilin son sahnesi güldürdü😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bölüm harikaydı diğer bölümü sabırsızlıkla bekliyorum 😍🧡

      Sil
    2. Eline emeğine sağlık canım her zamanki gibi harika bir bölüm olmuş. Ali ile Efsuna güzel süpriz oldu

      Sil
  15. Çisil çok iyi yaptın valla Asaf aklını başına aldı sonunda Erhan sonunda gercekten patlattı bende merak ediyordum ne zaman anlayacaklar diye emeğine yüreğine sağlık güzel bölümdü

    YanıtlaSil
  16. Asaf yine çisili üzdükten sonra yaptıklarının farkına vardı.
    Sevim hanım çok iyi bir kadın diğer oğulları ve onların eşleri kıymetini bilmese diğerleri onu çok seviyor.
    Ali ve efsun için sürpriz oldu . Efsun, Ali'nin söylediklerini duyduktan sonra biraz da olsa yumuşadı .Erhan yapacağınuı yaptı.

    YanıtlaSil
  17. İçinden geçtiğim evlilik krizi, Dr. Isikolo dahil olduğunda sona erdi. Diğer tüm çiftler gibi, bizim de farklılıklarımız vardı ve onu doğru yönlendirmek, ona ve çocuklarıma bakmak ve onları korumak için elimden gelenin en iyisini yaptım. İkimiz de birlikteliğimizi sürdürmek için fedakarlıklar yaptık, ta ki o hareketlenmeye başlayana ve benimle bilerek çok fazla kavga edene kadar. Ev, çocuklarım dahil herkes için tatsız bir hale geldi. Boşanmış ve evliliğimi de mahvetmek isteyen bir arkadaşı tarafından manipüle ediliyordu. Dr. Isikolo ile iletişime geçmek zorunda kaldım ve o da cevap verdi ve sorunları sona erdirmek için elinden geleni yaptı. Aramızdaki sevgiyi ve bağı yeniden sağladı ve şimdi karımın içinde bulunduğu her ne yanılsama varsa onu ortadan kaldırdığını ve şimdi daha iyi bir kadın olduğunu söyleyebilirim. Dr. Isikolo'nun benim için yaptığı şeyin iki gün sonra ortaya çıkması beni şaşırttı. Ben ve ev halkım minnettarız. İlişkilerini ve evlilik sorunlarını düzeltmek için yardıma ihtiyacı olan herkesi Dr. Isikolo ile iletişime geçmeye çağırıyorum çünkü çözüm kesin. E-postası: isikolosolutionhome@gmail.com veya ona +2348133261196 numaralı telefondan WhatsApp'tan mesaj gönderin.

    YanıtlaSil
  18. Karım karmaşık aldatma sorunları nedeniyle beni terk etti ve onu geri alabilmek için sorunları çözmek için elimden geleni yaptım ama artık benimle kalmayacağında ısrar etti ve beni terk etti. Çocuklarımız bana çok kızdı ve benim için her şey mahvoldu. Karmaşık bir durumdu çünkü onu aldatmak veya güzel evliliğimin mahvolmasını asla istememiştim. Etrafımdaki herkes durumu vahşileştirmek için ellerinden geleni yaptı ama o herkese, hatta ailesine bile dikkat ediyordu. Kurtarmama gelen ve sorunu çözen Dr. Lukas'tan yardım istemekten başka seçeneğim yoktu. Karımı hala seviyordum bu yüzden eve dönmesini sağlamak için gereken her şeyi yapmam gerekiyordu. Dr. Lukas durumu kurtardı ve gerisi tarih oldu. Çalışmasının sonuçları tam olarak söz verdiği gibi 48 ila 72 saat sonra ortaya çıkıyor ve asla başarısız olmuyor. Çağrı/WhatsApp numarası +44-7469341745 veya okukutemple@gmail.com adresinden ona e-posta gönderin.

    YanıtlaSil
  19. Selamlar, buna kimin ihtiyacı olduğunu bilmiyorum ama eminim ki birileri benim Dr. Ajayi'nin yardımıyla bulduğum gibi yardım bulabilir. 5 yıldır çıktığım bir erkek arkadaşım var. Bir sabah uyandı ve bana ilişkinin bittiğini söyledi. Bir ay boyunca gözyaşları içindeydim. Çok kafam karışıktı ve kalbim kırılmıştı. Kız kardeşimi ve en yakın arkadaşım Jana'yı benim adıma yalvarmaları için gönderdim ama o ilişkinin bittiğini ve benden bıktığını söyledi. Dr. Ajayi'yi duyduğum çok güzel bir güne kadar, sitesinde bazı tanıklıklar okudum ve denemeye karar verdim. Kendisiyle iletişime geçtim ve bana büyü yapması için yapılması gereken şeyleri söyledi, ilk başta yapıp yapmamam gerektiğini düşündüm, denemeye karar verdim. Büyücü Dr. Ajayi'nin bana yapmamı söylediği şeyi yaptım, sonra 7 güne kadar arayla hiçbir sebep olmadan beni terk eden erkek arkadaşım bir akşam evime geldi ve beni geri almak için yalvardı, hatta kardeşiyle geldi ve af diledi. Çok fazla acı çektikten sonra erkek arkadaşım yine de geri döndü. Çok mutluyum, hepsi Dr. Ajayi sayesinde. Herhangi bir büyü çalışması için onunla iletişime geçebilirsiniz. İLİŞKİ sorunlarınızın üstesinden gelmenize yardımcı olacağına inanıyorum.

    E-posta: drajayi1990@gmail.com
    Viber / WhatsApp: +2347084887094

    YanıtlaSil
  20. Sonunda bomba patladı. Çok iyi ya.

    YanıtlaSil
  21. Yine güzel bir bölümdü. Bir solukta okudum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkür ederim...